Özet:
Postmodernizm, Batı düşüncesinin ve toplumsal yaşamının, üzerine kurulu olduğu ilkelere karşı duyulan inançsızlığı barındıran, geniş kapsamlı kültürel hareketin ismidir. Postmodernizm, uzun süreli bir felsefi şüphecilik geleneğinin devamı olarak düşünülebilir. Postmodernizm genel olarak, modernizmin ilerlemeci tarih anlayışına ve buna bağlı olarak, bilgi anlayışına yönelik eleştirel bir karşı çıkış olduğu söylenebilir. Postmodern anlayışa göre, modernizm, vadettiği Aydınlanmacı hedefleri gerçekleştirememiştir; bu hedefler yerine, modernizm, baskıcı ve otoriter bir yapıya bürünmüştür. Bu yüzden, postmodern olarak tanımlanan filozoflar, her türlü ''hakikat'' söylemini reddetmişlerdir ya da şüpheyle yaklaşmışlardır. Böylece, postmodernizm ile ''büyük anlatılara'' duyulan güven yitirildiği düşünülmektedir. Jean Baudrillard'a göre, gerçeklik, bu dönemle birlikte büyük bir değişime uğramıştır. Jean Baudrillard, bugünkü algılanan gerçekliğin, ''simülasyondan'' ibaret olduğunu vurgulamaktadır. Bu durumu tanımlamak için ''hiper-gerçeklik'' kavramını kullanmaktadır. Baudrillard'a göre, hiper-gerçeklikle birlikte, imge ve gerçeklik arasındaki ayrım ortadan kalkmıştır. Başka bir ifadeyle, hiper-gerçeklik, ''gerçekten'' daha ''gerçek'' modellerdir ve bu modeller, kitle iletişim araçlarıyla yayılmaktadır.