Abstract:
Kötülük problemi, din felsefesinin temel konularından biri olup hem felsefeyi hem de dinleri ilgilendirmektedir ve çeşitli açılardan teolojik ve felsefi olarak ele alınmıştır. İlgili literatür incelendiğinde birçok teolog ve filozofun kötülük problemine dair çeşitli açıklama ve yorumlar getirdiği görülmektedir. Oldukça farklı düşünce gelenekleri ve dönemlerinin öne çıkan isimleri olan İbn Arabi ve Jacques Derrida'nın geliştirdikleri düşünce sistemlerinde bazı benzerlikler ve paralellikler göze çarpmaktadır. Bu benzerlik ve paralelliklerden bir bağlam veya bakış açısı çıkarılabilmekte, çeşitli konular bu eksende ele alınabilecek potansiyele sahip görünmektedir. Bu çalışmanın amacı, İbn Arabi ve Derrida düşünceleri ekseninde kötülük problemini ele alarak yorumlamaktır. Birinci bölümde kötülük kavramı üzerinde durulmuş, kötülüğün tanımları ve çeşitleri ele alınmıştır. Sonrasında kötülük probleminin mahiyeti üzerinde durulmuş ve hem dinî hem de felsefi açıdan kötülük problemine getirilen yaklaşımlar incelenmiştir. İbn Arabi düşüncesine ayrılan ikinci bölümde öncelikle tasavvuftan, İbn Arabi'nin varlık anlayışından ve kötülük problemine dair İbn Arabi'nin görüşlerinden söz edilmiştir. Derrida düşüncesine ayrılan üçüncü bölümde ise dekonstrüksiyon üzerinde durulmuş, Derrida düşüncesinin öne çıkan kavramları ve ana hatları ele alınmıştır. Son olarak İbn Arabi ve Derrida düşüncelerinin benzerliklerine yer verilerek sonuç bölümüne geçilmiştir. İbn Arabi ve Derrida düşünceleri ekseninden hareketle kötülük ve Tanrı'nın varlığının bir tezatlık oluşturmadığı, Tanrı kavramının anlaşılabilmesi için kötülük kavramının da gerekli olduğu, temelde iyilik ve kötülük gibi zıt kavramların birbirlerini içlerinde barındırdıkları ve birbirlerine işaret ettikleri gibi sonuçlara ulaşılmıştır.