Özet:
Ülkemiz tarihi ve kültürel geçmişi yönünden birçok kültür ve tabiat varlığına ev sahipliği yaparken, bu varlıkların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda devletimizin birçok yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülükler yerine getirilirken özel şahıslara da görevler düşmekte ve ellerinde kültür ve tabiat varlığı bulunduran kişilerin bu varlıklar üzerindeki zilyetlik ve mülkiyet hakları kısıtlanabilmektedir. Özellikle 2863 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerle, zilyetlikle iktisap konusunda somut düzenlemeler getirilerek, olası karışıklıkların ve hak kayıplarının önüne geçilmek istenmiştir. Çünkü bir kültür ve tabiat varlığına uzun zaman zilyet olan kişi, koşulları oluştuğu takdirde mülkiyet iddiasında bulunabilmektedir. Ancak yapılan yasal düzenlemeler ile bu duruma kısıtlamalar getirilmiş ve kültür ve tabiat varlığının korunması amaçlanmıştır. Tez çalışmamızda da bu sorunlar üzerinde durulmuştur. Yapılan yasal düzenlemeler neticesinde güncel durumun ne olduğu konusunda görüşler belirtilmiş ve yapılan düzenlemelerin sorunların çözümü noktasında yeterli olup olmadığı değerlendirilmiştir.