Abstract:
Toplumsal yaşamın deneyimlenme şekillerini biçimlendiren toplumsal cinsiyet ilişkileri, kadınların ve erkeklerin boş zaman deneyimleri üzerinde de doğrudan etkili olmaktadır. Çalışma kapsamında kadınların ve erkeklerin ataerkil toplumsal düzenlemeler üzerinden şekillenen tek başına seyahat deneyimleri incelenerek, bu deneyimlerdeki farklılık ve benzerliklerin araştırılması amaçlanmıştır. Turistik deneyimin bir boş zaman etkinliği olarak kadın çalışmaları ve toplumsal cinsiyet perspektifi ile ele alındığı, tek başına seyahat sürecinin toplumsal olarak inşa edilen kadınlık ve erkeklik normlarından nasıl etkilendiğine odaklanan bu doktora tezinde öncelikle turistik deneyim, turist tipolojileri ve tek başına seyahat deneyimi üzerine yapılmış çalışmalar irdelenmiştir. Daha önce yapılmış çalışmalar çerçevesinde tek başına seyahat ve toplumsal cinsiyet ilişkisi ele alınarak, deneyimin cinsiyetlendirilmiş boyutları açığa çıkarılmıştır. Tek başına seyahat deneyiminin öne çıkan bileşenleri detaylı bir şekilde açıklanarak, toplumsal cinsiyet bağlamında yeniden yapılandırılmış olan turizmin eril ve dişil boyutları kavramları üzerinde durulmuştur. Kadınların ve erkeklerin tek başına seyahat deneyimlerinin toplumsal cinsiyet boyutunun çözümlenmesi amacı doğrultusunda gerçekleştirilen bu çalışmada niteliksel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Kartopu örnekleme tekniği ile daha önce boş zaman değerlendirme amaçlı tek başına seyahat etmiş olan 26 kadın, 20 erkek olmak üzere 46 görüşmeciye ulaşılmış ve derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşme verileri, MAXQDA Analytics Pro 2020 programında kodlanarak analiz edilmiştir. Konuya ilişkin daha önce yapılmış çalışmalardan farklı olarak tek başına seyahatin deneyimsel boyutlarının hem kadınları hem de erkekleri kapsayacak şekilde ele alındığı bu doktora tezi kapsamında elde edilen veriler sonucunda; gündelik hayatta karşılaşılan toplumsal cinsiyete dayalı mekânsal-zamansal kısıtlayıcıların tek başına seyahat süreçleri üzerinde önemli bir şekilde etkili olduğu, ataerkil kontrol sistemi tarafından sürekli yeniden üretilen korku coğrafyasının kadınların seyahat sırasındaki hareketliliklerini güvenlik kaygıları üzerinden şekillendirdiği, toplumsal olarak ise tek başına seyahatin cinsiyetlendirilmiş bir faaliyet olarak yapılandırıldığı ortaya çıkmıştır.