Özet:
Tarihsel perspektiften bakıldığında, Merkezi Asya olarak bilinen coğrafi bölgeden tarih boyunca Horasan, Maveraünnehr, Turan, Türkistan, Orta Asya diye bahsedilmiştir. Özbek ve Türk devletlerinin temeli bu coğrafyada atılmıştır, o yüzdendir ki ilişkileri binlerce yıllık köklü bir geçmişe dayanmaktadır, Özbekistan ve Türkiye devletleri – 'iki devlet tek millet' olarak tanımlanmaktadır. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonucu kurulan beş bağımsız Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını, milli egemenliğini kutlayan Türkiye olmuştur. Özbekistan, Orta Asya bölgesindeki en önemli demografik yapıyı içeren, yer altı zengin kaynaklarıyla stratejik, bulunduğu coğrafi yapıyla jeopolitik öneme sahip ülkedir. Bölgenin lider ülkesi potansiyelini taşımaktadır. Etnik ve kültürel yapıdan Türk halkıyla en çok yakınlık ve benzerlik taşıdığı nedeniyle Türkiye açısından Orta Asya kapısını açacak anahtar niteliğindedir. Türkiye – Özbekistan ilişkileri ilk başlarda kardeşlik ve dostluk çerçevesinde başlamış olmasına rağmen yaklaşık otuz yıllık inişli çıkışlı seyir izlemektedir. Bu tez, Horasan ve Maveraünnehr topraklarında ilk Türk oluşumlarının meydana gelmesiyle başlayan tarihten başlayarak Özbeklerin sahneye çıkışından günümüze kadar en önemli olayları anlatan bir çizgi izlemektedir. Sovyetler Birliği sonrasında Özbekistan ve Orta Asya ülkelerinin yaşadığı siyasi süreçlerin genel hatları analiz edilmektedir. Tez, İslam Kerimov dönemi Türkiye ve Özbekistan'ın siyasi ve diplomatik ilişkilerini 4 döneme ayırarak 'Yakınlaşma ve Kaynaşma Dönemi', 'Çalkalanma Dönemi', 'Aşılamayan Kriz Dönemi' ve 'İlişkileri Gözden Geçirme Dönemi' boyutunda ele almaktadır.