dc.description.abstract |
Her biri bağımsız bir konu olarak ve de dönemsel içeriklerle din ve siyaset konusunun oldukça zengin bir literatürü vardır. Buna karşılık bir ilişki zemininde din-siyaset ilişkisi, problematik boyutu ve ürettiği sosyal organizasyonuyla hem kadim hem de modern bir konudur. Özellikle modernite sürecinde dinin, sosyal hayat ve yönetim erkindeki etkinliğinin zayıflamasıyla birlikte bu problematik alan, daha da girift bir hal almış gözükmektedir. Bu karşılaştırmada kadim içerik, meşrulaştırma işleviyle irtibatlandırılmaktadır. Fakat din siyaset ilişkisinin bir mesele olarak en yoğun şekilde tartışılmasının ise modernite süreciyle ilgili olduğu unutulmamalıdır. Rönesans, reform, sanayi devrimi, modernite, aydınlanma, Fransız ihtilali gibi süreçlerin en temelde yer yer dini yoğunluğa sahip sosyal hayattaki köklü değişimlerle ilgili olduğu aşikârdır. Din ve siyaset ilişkisinin en yoğun tartışıldığı kavramsal set ise devlet, laiklik, sivil toplum, hilafet ve pozitif hukuktan oluşmaktadır. Modernite süreçleriyle birlikte hem devletin sosyal hayata olan etkisi hem de dinin siyasal alana müdahalesi tartışılırken sivil toplum örgütlenmeleri örnekleminde İslamcılığın din merkezli toplumsal ve siyasal alana ilişkin talepleri ifade edilmeye çalışılmıştır. Tezimiz kültürel veya siyasal tonlu İslamcılık paradigmasına sahip İslamcı sivil toplum kuruluşları örnekleminde din ve siyaset ilişkisini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Antalya merkezli sivil toplum kuruluşlarından 24 farklı STK'nın bir araya gelerek oluşturdukları Akdeniz Dayanışma Platformu (ADAP) kasti (amaçsal) örneklem olarak seçilmiştir. Platform çalışmalarına etkin katılan ve platformda karar verici pozisyonundaki üyelerinden 23 kişiyle yarı yapılandırılmış mülakat tekniğiyle veri toplanmış ve elde edilen veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. İslamcı STK'lar olarak adlandırılan bu kuruluşlarda faaliyetlerinin içeriği, kimliksel tanımlamaları, devlet tasavvurları, mali kaynak temininde devletle ilişkileri, politik süreçlere ilişkin pozisyonları, laiklik ve hilafet algıları, 28 Şubat ve cari iktidarla ilişkileri bağlamında veriler toplanmıştır. Platform üyelerinin kimliksel beyanlarında İslamcılık, muhafazakârlık ve milliyetçilik kavramları ön plana çıktığı; kendi söylemlerini oluşturmada özgür olmayı hedeflemekle birlikte toplumsal gündem ve cari siyasal iktidarla örtüşebildikleri gözlemlenmiştir. |
en_US |