Özet:
Yirminci yüzyılın başı itibari ile uluslararası literatüre giren self-determinasyon ilkesi halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmasıdır. Self-determinasyon başlangıçta bir ilke olarak kullanılmış ancak tarihsel olarak evrimleşerek BM Şartı ve birçok uluslararası antlaşmaya girerek uluslararası bir hak olmuştur. Bu çalışmada self-determinasyon ilkesinin türleri incelenmiş, uluslararası hukuk açısından nasıl uygulandığı örneklerle açıklanmış, bağımsızlık taleplerinin bu türlerden hangisinin içinde değerlendirilmesi gerektiği anlatılmaya çalışılmıştır. Katalan ve Kuzey Iraklı Kürtlerin ayrılma talepleri, kavramsal, tarihsel ve kültürel izler çerçevesinde incelenmiş, self-determinasyon açısından temel gerekçelerin neler olduğu yakalanmaya çalışılmıştır. Her iki topluluğunda bağımsızlık talepleri, insan hakları, kültürel değerler, din ve dil birliği açısından değerlendirilerek self-determinasyon ilkesinin koşulları ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca 2017 yılında yapılan bağımsızlık referandumlarının uluslararası yansımaları incelenerek bağımsızlık taleplerinin gelecekte alabileceği yönler ortaya konmaya çalışılmıştır.