Abstract:
Günümüzde teknolojinin de gelişmesine paralel olarak kişiler hiç tanımadığı, dünyanın diğer ucunda yaşayan kişilerle ilgili bilgiler elde edebilmektedir. İlk bakışta bu durum sakıncalı olarak görülmese de esasında bu verilerin dijital hafızadan hiç silinmediği, kişilerin yaşamları sona erse dahi dijital hafızada yer alacakları, pazarlamacılık faaliyetleri kapsamında şirketlere satılabileceği ve hatta kötü niyetli kişilerce elde edilmesi durumunda istenmeyen sonuçlar doğuracak şekilde kullanılabileceği göz önüne alındığında kişisel verilerin üçüncü kişilerle paylaşılması dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu kapsamda ülkeler kişilerin verilerinin etkin bir şekilde korunabilmesi için iç hukuklarında ve uluslararası alanda düzenlemeler yaparak verilerin işlenmesini çeşitli kurallara bağlamasının yanı sıra korunmasını sağlayan hükümler de öngörmüşlerdir. Kişiler, verilerinin işlenmesi ile ilgili olarak bağlayıcı olan hukuk kurallarının uygulanmasını talep edebilecek ve olumsuz bir durum ile karşılaştıklarında koruyucu hükümlerden faydalanabileceklerdir. Ancak kişisel verileri kendi iradesi dışında ana babası, kardeşi veya üçüncü kişiler tarafından kullanılan çocuklar çoğu zaman yetişkinler kadar etkin bir koruma mekanizmasını işletebilecek yetenekte değildirler. Üstelik bu veriler dijital hafızadan silinmediğinden henüz hayatının çok erken bir döneminde kişisel verileri paylaşılan çocukların ileriki dönemde bu durumdan psikolojik olarak olumsuz etkilenebilecekleri de göz ardı edilmemelidir. Çalışmamızın amacı çocukların kişisel verilerinin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Türk Medeni Kanunu kapsamında korunması ile ilgili hükümlerin değerlendirilmesidir. Birinci bölümde çocuk üzerinde sahip olunan velayet hakkı ve çocukların kişilik hakkını oluşturan kişilik değerleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde kişisel veri kavramı açıklanmış, uluslararası ve ulusal mevzuat hükümleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde çocukların kişisel verilerine yönelik gerçekleştirilebilecek saldırılar örneklendirme yoluyla açıklanmış, bu saldırılara karşı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Türk Medeni Kanunu kapsamında başvurulabilecek hukuki yollar üzerinde durulmuştur.