Özet:
Çalışmanın konusu konstrüktivist yaklaşımın merceği altında Yugoslavya'nın dağılmasından günümüze kadar Karadağ'a yönelik Türk dış politikasının kapsamlı incelenmesidir. Bahsi geçen zaman dilimi içinde Türk dış poltikasını etkileyen iç ve dış gelişmeler kaleme alınmıştır. İç ve dış gelişmeler çerçevesinde Türkiye ve Yugoslavya arasındaki ilişkilerin ilerleme ve duraklama dönemleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Türkiye'nin, Yugoslavya'nın dağılması sürecinde oluşturan ve 'Türk/Müslüman' kavramına karşı nefretle dolu, kanlı etnik labirentlerde yol bulmasıyla birlikte bağımsızlığını kazanan devletlerle diplomatik ilişkilerin kurulması da irdelenmiştir. Türkiye'nin Yugoslavya sonrası kurulan devletlerle diplomatik ilişkiler kurma macerası ise Türkiye-Karadağ arasında inşa edilen ilişkilerde örneklendirilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde Yugoslavya'nın parçalanmasında ortaya çıkan aşırı milliyetçiliğinin Osmanlı Devleti zamanında bölgede empoze ettiği 'Millet Sistemi' ile bağlantıları incelenmiştir. Bu bölümün esas amcı Balkan coğrafyasında, Osmanlı egemenliğinde aşırı milliyetçi hareketlerin, 'Türk/Müslüman' düşmanlığının ve etnik bilinçin gelişme sürecinin resmedilmesidir. İkinci bölümde Soğuk Savaşı'ndan sonrasında cereyan eden Yugoslavya'nın dağılması, milliyetçi hareketlerin etkileşiminden doğan etnik savaşlar ve tekrardan gündeme gelen 'Türk/Müslüman' düşmanlığı ekseninde kaleme alınmıştır. Ücüncü bölümde Yugoslavya'da her şey yıkılırken Türkiye'nin, geçmişi paylaştığı, tarihi ve kültürel açıdan yakından tanıdığı bu bölgede yaşananlarla ilişkili takındığı tavrı 'diplomatik virtüözlük' veya 'Avrupa hasta adamın iyileşmesi' olarak değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde ise 'diplomatik virtüözlük' yerine Soğuk Savaş sonrası dönemde önem kazandığı 'yumuşak güç' ekseninde Türkiye'nin 2006-2019 yılları arasında Karadağ ile geliştirdiği yakın ilişkiler anlatılmıştır.