Abstract:
Bu çalışmanın amacı, Anadolu ve Balkan coğrafyasında yaygın olan turuk-ı aliyye denilen Nakşibendiyye, Kādiriyye, Mevleviyye, Bektâşiyye, Bayrâmiyye, Bedeviyye, Saʻdiyye, Şâzeliyye, Zeyniyye, Rifâiyye, Celvetiyye ve Halvetiyye tarîkatlarında kullanılan cihâz-ı tarîkatı tespit edip, bu cihazların tasavvuf tarihindeki önemini ortaya koymaktır. Burada göz önünde tuttuğumuz iki temel husus vardır. Birinci husus hangi tarîkatın hangi tarîkat cihazlarını kullandığını tespit etmektir. İkinci husus, bu tarîkat cihazlarına yüklenen sembolik anlamların sûfîlerin hayatındaki yerini ve etkisini ortaya koymaktır. Bu çalışmanın yöntemi; nitel araştırma tekniklerinden doküman incelemesidir. Doküman incelemesi yöntemi ile tezle ilgili başta el yazması eserler olmak üzere basılı eserler ve makalelerden konunun teorik zemini oluşturulmuştur. Doküman incelemesi yönteminin dokümanlara ulaşma, özgünlüğü kontrol etme, dokümanları anlama ve verileri analiz etme aşamaları çerçevesinde turuk-ı aliyye denilen Nakşibendiyye, Kādiriyye, Mevleviyye, Bektâşiyye, Bayrâmiyye, Bedeviyye, Saʻdiyye, Şâzeliyye, Zeyniyye, Rifâiyye, Celvetiyye ve Halvetiyye tarîkatları ile ilgili bilgiler tasnif edilerek çalışmanın metni oluşturulmuştur. Ayrıca Denizli, Aydın, İzmir, Manisa, Bursa, Bilecik, İstanbul, Edirne, Bolu, Karabük, Kastamonu, Samsun, Amasya, Tokat ve Konya şehirleri ile Bosna-Hersek'te mezarlık, türbe ve müzelerde araştırma yapılıp konu ile ilgili görsel dokümanlarla teorik bilgiler desteklenmiştir. Çalışmanın en önemli sonucu sûfîlerin eşyâya zâhirî anlamını aşan bâtınî bir anlam yükleyerek, onu mânevî eğitim aracı olarak kullanmalarıdır. Çalışmanın bir başka sonucu, sembolizmin insan hayatındaki vazgeçilmezliği, dinlerin devamının ancak sembolik anlatımla mümkün olabileceğidir. Çalışmanın diğer bir sonucu ise, sûfîlerin âdâb ve erkâna dair oluşturdukları hususların temel hedefinin, ahlâkî kemâlâtı sağlamak ve tevhîde ulaşmak olduğudur. Bu çalışmanın sonuçlarından biri de tarihî mezarlıklarda tespit edilmeyi bekleyen sûfî şahsiyetlerin ve yazılı kaynaklarda geçmeyen farklı tâc türlerinin varlığıdır. Bu çalışmanın sonuçlarından bir tanesi de tarîkat cihazlarının geçmişte icra ettiği fonksiyonun günümüz dünyasında olabilirliğini veya nasıl olması gerektiğine dair bir problematiği gündeme getirmesidir.