Özet:
Bu çalışmada, 21. yüzyıl Türkiye'sinde çocuk ve çocukluk algısının değişen anlam ve önemi araştırılmıştır. Çocuk ve çocukluk kavramlarına ilişkin algı ve tutumların, tarihsel süreçte köklü değişimler yaşadığı görülmektedir. 16. yüzyıl öncesinde çocukların çeşitli kötülüklerin kaynağı olarak değerlendirilmesi ve varlıklarına kayıtsız kalınması söz konusuydu. Ayrı bir yaşam evresi olarak çocukluk düşüncesinin gündeme gelmesi, Rönesans sonrasında yaşanan toplumsal olaylar sonucunda gerçekleşmiştir. Rönesans, Sanayileşme ve Aydınlanma süreçleri sonucunda çocuk ve çocuklukla ilgili farklı bakış açılarının ortaya çıktığı ve çocukların artık yeni bir çocukluk algısına göre yetiştirilmeye başlandığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışmada çocukluk algısını etkilemesi açısından tarihsel süreçte çocuk ve çocukluğa yüklenen yeni anlamlara yer verilirken çocuğun doğup büyüdüğü, sosyalleştiği ortam olan aile kurumu ve kavramı kuramsal temelleriyle irdelenmiştir. Dünyada ve Türkiye'de 19. yüzyılın sonundan başlayarak ekonomik ve sosyo-demografik anlamda yaşanan dönüşümlerin, başta aile olmak üzere tüm toplumsal yapıyı da etkilediği görülmektedir. Dijitalleşmenin de etkisiyle yaşanan değişim ve dönüşümlerin aile bağlamında çocuk ve çocukluk üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Bu durum, çocuk ve çocukluk algısının değişmesine neden olmakla birlikte, dijital ebeveynlik ve dijital çocukluk kavramlarını gündeme getirmiştir. Bu anlamda Türkiye'de çocuk odaklı yapılan sosyolojik araştırmaların gelişmekte olduğu görülmüş bu gelişen literatüre katkı sağlamak amacıyla çalışma, Türkiye özelinde yürütülmüştür.