Abstract:
Alacaklının alacağını daha kolay elde edebilmesi için bu hakkın teminat altına alınmasını sağlayan aynî ve şahsî teminatlar söz konusudur. Şahsî teminatlar, alacaklının alacağına kavuşması noktasında tam anlamıyla bir koruma sağlayamamaktadır. Buna karşılık aynî teminatlar, günümüz ekonomik koşulları göz önünde bulundurulduğunda, tam bir koruma zemini hazırlayarak alacaklının rahat bir nefes almasını sağlar. Günümüzde en çok uygulama alanı bulan aynî teminat ise ipotektir. İpotek, bir taşınmaz rehni türü olup, alacağın zamanında ifa edilmemesi nedeniyle, alacaklıya alacağa teminat gösterilen taşınmazın icra organları vasıtasıyla satışı ile satış bedelinden alacağını tahsil etme hakkı tanıyan bir aynî haktır. İpotek, alacağın belirli olması halinde tesis edilebileceği gibi, alacağın henüz belirli olmadığı durumlarda da tesis edilebilmektedir. Bu kapsamda alacağın belirli olması halinde kurulan ipotek türü anapara ipoteği iken, alacağın henüz belirli olmadığı durumlarda kurulacak ipotek türü ise üst sınır ipoteğidir. İpoteğin tesisi sırasında belirli olmayan ya da sonradan değişmesi muhtemel alacakların teminat altına alınmasını sağlaması açısından büyük önem arz eden üst sınır ipoteği, günümüz ekonomisinin temelini oluşturan kredi işlemlerinden doğan borçların teminat altına alınmasında sıkça başvurulan bir aynî haktır. Bu kapsamda söz konusu çalışma ile üst sınır ipoteği kavramı, taşınmaz rehnine hakim olan ilkeler açısından değerlendirilmiş, kuruluş ve kapsamı açıklanarak benzer bir kavram olan anapara ipoteğinden farkları üzerinde durulmuştur. Son olarak TMK, İİK ve sair mevzuatlarda düzenlenen ipoteğin sona ermesine ilişkin hususlar, üst sınır ipoteğinin özellikleri de göz önünde bulundurularak açıklanmıştır.