dc.contributor.author |
Şeker, Semih |
|
dc.date.accessioned |
2023-02-03T07:57:01Z |
|
dc.date.available |
2023-02-03T07:57:01Z |
|
dc.date.issued |
2020 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/6154 |
|
dc.description.abstract |
Osmanlı Devleti gerileme döneminden itibaren yönetsel arayışlar içine girmiştir. 1876 Meşrutiyet sistemi ile Padişahın yetkileri sınırlandırılmış ve Osmanlı'da Meclis sitemi getirilmiştir. Gerçi Padişahın Meclise karşı hukuki üstünlüğü devam etmişse de Meşrutiyetin ilanı ve meclisin ihdas edilmesi Cumhuriyete giden yolda önemli bir kilometre taşını oluşturmuştur. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşında dağılması ve Milli Mücadele ile yeni bir devletin kurulması, yeni devletin hangi sistemle yönetileceği sorununu da beraberinde getirmiştir. Sorun 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilan edilmesi ile noktalanmıştır. Bu sistem ile hem meclisin üstünlüğü hem de Devletin yönetici olarak en üst merci olarak Cumhurbaşkanı kabul edilmiştir. Meclisin ve Cumhurbaşkanının hukuki statüsü ise 1924 Anayasasında net bir şekilde ortaya konulmuştur. Meclise getirilen tasarıda Cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanınmışsa da Meclis bunların bir kısmını kabul etmeyerek karma bir sistem oluşturmuştur. Böylece meclis üstünlüğüne dayalı, Cumhurbaşkanının da Yürütmenin başı olan bir sitem kurulmuştur. Bu sistem "Tek Parti Dönemi" olarak isimlendirilen 1924-1946 yılları arasında CHP Genel Başkanının aynı zamanda Cumhurbaşkanı olmasına imkân vermiştir. Fakat çok partili hayata geçilmesi ile birlikte çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. 1961 Anayasası ile Yürütmenin Başı Cumhurbaşkanı olmuşsa da Meclis güçlü yapısı bu dönemde de devam etmiştir. Fakat 1980 yılına kadar kurulan hükümetlerdeki başbakanlar yetkilerini tam olarak kullanamamaktan şikâyet etmişlerdir. 1980 Anayasası da Cumhurbaşkanına geniş yetkiler vermiştir. Fakat Cumhurbaşkanı makamı ile Başbakanlık makamı arasında yetki tartışmaları kaçınılmaz hale gelmiştir. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim sorunu, adeta bir sistem sorununa dönüştürülmüş ve yapılan halk oylaması ile Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sitemi getirilmiştir. 2014 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan'ın halk tarafından seçilmesi ile de yetki tartışması yaşanmaya başlamıştır. Bu sorunları aşmak maksadıyla 2017 yılında yapılan halkoylaması ile de Başbakanlık müessesi kaldırılmıştır. Onun yerine "Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi" ihdas edilmiştir. Henüz değerlendirme için çok yeni bir sistem olmakla birlikte "Tür Tipi Başkanlık Sistemi" olarak lanse edilen sistem, çeşitli eleştirilere maruz kalsa da günümüzde bu sistem geçerliliğini devam ettirmektedir. Bu tezde 1924 anayasasında yürütmeye tanınan yetkiler ile 2017 referandumu ile yürütmeye tanınan yetkiler verilmeye çalışılmıştır. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.subject |
1924 Anayasası, Yürütme, Parlamento, Başkanlık, Referandum |
en_US |
dc.title |
1924 Anayasası'ndan günümüze Türkiye'de yürütme organının değişimi |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Kamu Hukuku |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Yurtseven, Yılmaz. |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |