Abstract:
İslâm düşünce tarihinde Mu'tezile, aklı nakle takdim ve tahkim etmesiyle temâyüz etmiş itikadî bir mezheptir. Söz konusu ekol mensupları, usûl-i hamse adı verilen temel prensipler doğrultusunda Kur'ân'ın anlaşılması gerektiğini savunmuşlar ve bu prensiplere aykırı buldukları âyetleri çoğu kez Arap diline dayalı olarak te'vil etmişlerdir. Bu bakımdan Mu'tezile dinî söylemlerinde nassı önceleyen bir tavırla dilden istifade etmek yerine dili, mezhebî görüşlerinin bir destekleyicisi olarak kullanmıştır. Onlardan biri olan Zemahşerî (ö. 538/1144) yazdığı Keşşâf isimli tefsirinde bir yandan i'tizâlî görüşlerin savunuculuğunu yapmış; diğer yandan da dil alanında sahip olduğu müktesabatı âyetlerin taşıdığı dilbilimsel ve edebî özellikleri açıklarken kullanmıştır. Bu araştırmanın temel amacı Zemahşerî'nin âyetleri izah ederken, mezhebî kabullerini desteklemek ya da Mu'tezile'ye yöneltilen eleştirileri çürütmek üzere kullandığı Arap diline dair konuların tespit ve tahlil edilmesidir. Tarama ve tasnif yöntemlerine başvurularak yapılan araştırma; giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Bu çalışmada öncelikle Zemahşerî'nin mensubu olduğu Mu'tezilî geleneğin Arap diliyle kurduğu ilişki tespit edilmeye çalışılmış ardından da Keşşâf isimli tefsir Arap dili ve i'tizâlî fikirler bağlamında genel hatlarıyla incelenmiştir. Zemahşerî'nin tefsirinde mezhebî görüşleri doğrultusunda kullandığı belirlenen dil verileri nahiv, belâgat ve kıraat başlıkları altında detaylı bir şekilde analize tabi tutulmuştur. Keşşâf'ta âyetlerdeki zamirin mercii, izâfet, istisnâ ve bazı kelimelerin sahip oldukları anlamlara ilişkin Zemahşerî'nin yaptığı nahvî izahlarda itikadî düşüncesinin etkili olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra müellifin başta mecâz olmak üzere birtakım belâgat sanatlarını kullanmasında da Mu'tezilî fikirlere hizmet amacı taşıdığı tespit edilmiştir.