Özet:
Yardımcı üreme teknikleri, bilimsel ilerlemelerin etkisiyle son kırk yılda hızla gelişmekle kalmamış, küreselleşme, sosyal düzen ve toplumsal cinsiyetteki dönüşümler aracılığıyla sınır ötesi boyuta ulaşmıştır. Yardımcı üreme tekniklerine ilişkin devlet politikaları genel olarak yasaklama ve eylemsizlik üzerine olup; bu teknikleri meşru olarak kabul edilen devletlerde ise ebeveynliğin statüsünün düzenlenmesi şeklindedir. Üreme ve ailevi ilişkilerin düzenlenmesi konusu, devletlerin ulus inşası ve sosyal politikalarının izlerini taşımaktadır. Zira yardımcı üreme teknikleri birçok ülkede anayasal ilkeleri işaret eden ve dahası, aile ilişkileri, soybağı, milliyet ve vatandaşlık bağları gibi, genel olarak devletlerin iç yargı yetkisi olarak kabul edilen konuların hedefindedir. Ancak farklı ülkelerdeki farklı uygulamalar üreme teknolojileri için uluslararası bir boşluk yaratmıştır. Bu nedenle uygulamaların yeknesaklığı için uluslararası koordinasyon gereklidir. Bu bağlamda çalışmada, ilk olarak yardımcı üreme tekniklerine ilişkin genel bilgilere yer verilmiş; ikinci olarak devletlerin birbiri ile çatışan yasal düzenlemeleri karşısında doğan hukuksal problemlerin çözümü için uluslararası metinler incelenmiştir. Son olarak üreme yeteneklerinin varlığı bakımından yardımcı üreme tekniklerinde özne konumunda olan kadınların, bu uluslararası boşluktaki durumu, mevcut ve muhtemel sorunları feminist kuram çerçevesinde tartışılmıştır.