Özet:
Türkistan ve İran coğrafyasında ortaya çıkan Türk kent kültür anlayışı, Anadolu fetih hareketleriyle beraber, özellikle günümüz Doğu Anadolu Bölgesinde İslami olmayan bir kültür anlayışı içerisinde, yerel geleneklerinde fazlasıyla etkisinde kalarak yeni bir görünüm elde etmiştir. Bu yeni kent kültürünü görebildiğimiz en önemli Türk yerleşimlerinden birisi de Erzurum'dur. Erzurum, dönemi itibari ile Bizans İmparatorluğu için önemli bir kent konumundadır. Bundan dolayı Bizans, Erzurum'u kültürel, mimari, siyasi ve ekonomik olarak sürekli geliştirmiştir. Erzurum kentleşmesini oluşturan sosyo-kültürel yapı; kent mimarisine, kent planlamasına, dini unsurların kent yaşamına katılımına ve kentteki ekonomik ilişkilerin düzenlenmesine etki etmiştir. Türklerin Anadolu'ya girişi ve Erzurum'un Türk kenti haline gelmesi kentteki yapıların değişmesine ve dönüşmesine neden olmuştur. Erzurum'un coğrafi olarak önemli bir konumda yer alması Türklerin Anadolu'yu fethinden sonra da kentin gelişimine önem vermesini gerekli kılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, kurulan ve günümüze ulaşan kentlerin, sosyokültürel yapısı ve mimarisi incelendiğinde, Türkistan'da ortaya çıkan Türk sanat anlayışının Anadolu coğrafyasında şekle büründüğü ifade edilebilir. Erzurum kentinde bulunan eserlerin ise Türklerin Türkistan'dan getirdikleri kültürel mirasın göç yolları üzerinde bulunan İran medeniyetiyle harmanlanmasından sonra Anadolu'da bulunan medeniyet ile birleştirmeleriyle ortaya çıktığı söylenebilir. Buna ek olarak, Türk kültür, medeniyet ve mimarisi çeşitli coğrafyalardan öğrenilenler sayesinde benzersiz bir konuma erişmiş, bunun yanında ana çıkış noktası olan Türk kimliğini de her daim ön planda tutmuştur.