Abstract:
Antalya ili ılıman iklim koşulları ve verimli topraklara sahip olması nedeniyle ülkemizde tarımsal üretim açısından önemli bir yere sahiptir. Narenciye (turunçgiller), dünyada ve Türkiye'de en çok yetiştirilen meyve türleri arasında ilk sıralarda yer almakta, aynı şekilde ticarette de öne çıkmaktadır. Bu çalışmada Antalya ilinde yaygın bir üretim modeline sahip olan Narenciye ağaçlarının yaş grupları da göz önüne alınarak Yapay Açıklıklı Radar (SAR) verileriyle izlenmesi, yine SAR verileri ile bölgenin arazi örtüsü ve arazi kullanımının sınıflandırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak Avrupa Uzay Ajansı tarafından fırlatılmış Sentinel-1 uydusunun 2018 ve 2015 yıllarına ait görüntüleri her ay için indirilmiş ve yer gerçeği bilinen kamuya ait arazilerde, narenciye bahçelerine ait radar görüntülerinde, çok aşamalı olan ön işleme çalışmaları gerçekleştirilerek farklı yaş gruplarındaki parsellerin ortalama saçılma değerleri 12 aylık süreçte her ay için tesbit edilmiştir. 2015 ve 2018 yılları için 12 ay boyunca elde edilen saçılma değerlerinde yapılan istatistiksel analizlere göre orta yaşlı narenciye ağaçlarının diğer yaş gruplarına göre ayırdedilebilirliğinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Narenciye ağaçlarının fizyolojik gelişme dönemleri olan durgun, çiçeklenme, meyve tutum ve meyve olum dönemleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, tüm ağaçların 2015 ve 2018 yılları için gerek VH ve gerekse VV polarizasyonlarında çiçeklenme döneminde yüksek saçılmalar gösterdiği, meyve tutum döneminde ise düşük saçılmalar gösterdiği sonucu ortaya çıkmıştır. Çalışmanın bir diğer aşamasında ise SAR verileriyle yapılan arazi örtüsü ve arazi kullanımının sınıflandırılması gerçekleştirilmiş olup, bu aşamada Sentinel-1 SAR görüntülerinin, Sentinel-2 optik uydu görüntüleriyle füzyonunun yapılması uygun bulunmuş, sınıflama yöntemi olarak ise nesne tabanlı yaklaşım başarılı sonuç vermiştir. Optik-EVI-SAR görüntülerinin füzyonu ile elde edilen görüntü ile yapılan nesne tabanlı sınıflandırma sonuçlarına göre, 2015 yılından 2018 yılına kadar ormanlık alanlarda %11'lik bir artış, sabit ürünlerde ise %22'lik bir azalış tespit edilmiştir. Ayrıca sera alanları %15 oranında artış gösterirken, seyrek bitkili ve bitkisiz açık alanlarda %2'lik bir azalış, ekilen alanlarda %25'lik artış, kentsel dokuda %7'lik azalış ve iç sularda ise %7'lik bir artış tesbit edilmiştir.