Özet:
İnsanlık tarihinin her döneminde din yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuştur ve kutsal yerler, insan yaşamı ile ilahi yaşam arasında somut, elle tutulabilir bir bağlantı sağlamaktadır. Camiler de İslamiyet'in başlangıcından beri inşası teşvik edilen kutsal yapılardır. Şehirlerin oluşumuna katkısı büyük olan camiler, Müslüman toplumlar için hayatın merkezinde yer almıştır. Zamanla camilere yüklenen işlevlerin azalması ve gördüğü fonksiyonların müstakil binalara ayrılması camilerin salt birer ibadet yapısına dönüşmesine yol açmıştır. Ancak son dönemlerde uygulanan dini politikalar, camilerin tekrar gündelik yaşama olan katkısının arttırılmasına yöneliktir. İşlevleri yaptırana göre değişiklik gösteren kent ölçekli ve mahalle ölçekli camiler olarak gruplandırdığımız camilerin sayısı, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan verilere göre her yıl bin adet daha artmaktadır. Diğer yapı tiplerinde inşaat konusunda yasal bir düzenleme bulunmasına rağmen cami yapılması hakkında yasal bir düzenlemenin olmaması camileri düzensiz, kuralsız bir yapı türü haline getirmiştir. Plan çalışmalarında ve yönetmeliklerde bulunan eksikliklerin net bir şekilde ortaya konulmamasından dolayı cami yapılarının kullanımı üzerine farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, camilerin erken dönem İslam toplumlarından itibaren nasıl kullanıldığı ve Türklerin İslamiyet'le birlikte Anadolu'da kurduğu şehirlerden günümüze kadar cami kullanımındaki değişikliklerin tarihsel gelişimi incelenmiş, geçmişten günümüze camilerin giderlerinin nasıl karşılandığına dair incelemeler yapılmış, camilerin maddi kaynaklar bulmak adına yapıya eklediği ticaret fonksiyonu değerlendirilmiştir. Modern veya geleneksel üslupla yapılmış olduğuna bakılmaksızın, programında yer alan işlevlerle değerlendirilen camilerin imar ve biçimlenişinde ciddi problemler olduğu görülmüştür.