Özet:
İnsan Ticareti Suçu başlıklı bu yüksek lisans tez çalışması, insan onurunu ve haysiyetini derinden etkileyen bir eylemi ceza hukuku bakımından tarihsel gelişimiyle birlikte incelemeyi amaçlamaktadır.İnsan ticareti kişinin bir meta haline getirildiği, çeşitli şekillerde sömürüldüğü medeniyet dışı bir eylemdir. Kişinin insan olmasından kaynaklanan ve doğuştan kazandığı en temel haklarından bile yararlandırılmadığı, bu haklardan mahrum bırakıldığı bir eylem olarak insan ticareti kölelik ile yakın ilişkilidir. Geçtiğimiz yüzyıla kadar dünyanın pek çok yerinde, pek çok toplum ve dinde kölelik cevaz verilen kabul gören bir olgu iken, uluslararası çabalar sayesinde birkaç istisnası dışında kölelik artık yeryüzünde görülmemektedir. Ancak köleliğin kalkması insanların bir eşya gibi ticarete konu olmasını ortadan kaldırmamıştır. İnsan ticareti eylemi ile medeni dünyada insanların çeşitli maksatlarla alınıp satılmasına devam edilmektedir.Ülkemiz insan ticareti bakımından önemli bir kavşak noktasında bulunmaktadır. Zengin Avrupa ülkelerine açılan kapının Türkiye olması ülkemizin bu konumunda önemli bir etkendir. Bir taraftan Avrupa'ya açılan bir kapı iken diğer taraftan dağılan Sovyetler Birliği'nin komşusu olması insan ticaretine konu edilen özellikle kadınların Türkiye üzerinden Avrupa'ya götürülmesinde rota haline gelmesine sebebiyet vermiştir.Bu nedenle Türkiye insan ticaretinin önlenmesi bakımından birçok uluslararası çabaya iştirak ettiği gibi, 765 sayılı TCK'ya 4771 sayılı yasa ile 2002 yılında 201/b maddesini ekleyerek fiili yaptırıma bağlamıştır. YTCK'da da insan ticareti 80 inci maddede ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.Suç türlerine ilişkin bütün çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmada da suçun unsurları olarak maddi ve manevi unsura, korunan hukuki yarara, suçun özel görünüş şekilleri altında teşebbüs, iştirak ve içtimaa bu konularda doktrinde ortaya çıkan tartışmalar ve suç için öngörülen yaptırım ve kovuşturmaya bu çalışmada yer verilmeye çalışılmıştır.