Özet:
Bütün işletmeler gibi kamu hastanelerinin de çalışma sermayesi yönetimlerinin etkin olması, gerek finansal karlılık açısından gerekse yükümlülükleri karşılama ve faaliyetlere devam edebilme açısından önemlidir. Bu çalışmada Antalya ilindeki Sağlık Bakanlığı'na ait Döner Sermayesi olan hastanelerinin çalışma sermayesi yönetimlerinin etkinliklerini incelemek ve mevcut durumlarını ortaya koymak amaçlanmaktadır.Bu amaca ulaşmak için Antalya ilindeki Sağlık Bakanlığı'na bağlı Döner Sermaye İşletmesi olan 14 hastanenin 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları mali tablo verileri kullanılmıştır. Kullanıma hazır hale getirilen bu mali verilere belirlenen temel oranlar ve karlılık oranları yardımıyla oran analizi uygulanmıştır. Ayrıca Pearson Korelasyon analizi ile oranlar arasındaki ilişkiler ve ilişkilerin yönü değerlendirilmiştir.Araştırmanın sonucunda, genel olarak hastanelerin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirmede her hangi bir risk taşımadıkları belirlenmiştir.Hastanelerin alacak tahsil kabiliyetlerini yıllar itibariyle güçlendirdikleri görülmüştür. Korelasyon analizi sonucunda alacak devir hızının nakit oranı ve kısa vadeli borç devir hızı ile pozitif yönde ilişkili olduğu saptanarak tahsil edilen alacakların nakde dönüşerek kısa vadeli borçların ödendiği belirlenmiştir. Hastanelerin borç devir hızlarının alacak devir hızından daha fazla arttığı gözlemlenmiş bunun neticesinde tahsil edilen alacakların borçları karşılamaya yetmeyeceği ve ek çalışma sermayesine ihtiyaç duyulacağı belirlenmiştir.Hastanelerin aktifleri içerisindeki çalışma sermayesi tutarlarının ortalama 0,83 düzeyinde olduğu tespit edilerek, hastanelerin finansal performansları üzerinde çalışma sermayesi yönetimlerinin önemi ortaya konulmuştur. Çalışma sermayesi diğer ifadeyle dönen varlıkların büyük kısmını ise alacaklar kaleminin oluşturduğu tespit edilmiş ve bunun sonucunda ise, etkin bir çalışma sermayesi yönetimi için alacaklara ayrıca özen gösterilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Hastanelerin öz sermaye karlılıkları ve aktif karlılıklarının paralel seyrettiği gözlemlenmiştir ve daha önce bu alanda yapılan çalışmalar neticesinde belirlenen sektör ortalamalarına kıyasla bir hayli düşük seviyede olduğu tespit edilmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonucunda karlılık oranları ile diğer göstergeler arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.