dc.contributor.author |
İnceoğlu, Engin |
|
dc.date.accessioned |
2022-05-16T16:06:42Z |
|
dc.date.available |
2022-05-16T16:06:42Z |
|
dc.date.issued |
2010 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/5216 |
|
dc.description.abstract |
Dünyanın her yöresinde egemenlik hakkını kullananlar özellikle geçimini emeği karşılığı sağlayanların haklarını tanımakta son derece kıskanç davranmışlardır. İşçiler uzun ve zorlu savaşımlar sonunda çalışma yaşamlarına ilişkin önemli haklar kazanabilmişlerdir. Devletin egemenlik hakkının kullanımının delege edildiği kamu görevlileri ise işçilere göre daha şanssız bir sonla karşılaşmışlar ve birçok ülkede çalışma koşullarını birlikte belirleme ve özgür sendikalar kurma hakkına ya hiç sahip olamamışlar ya da yeterli haklar elde edememişlerdir (Ünsal,1999).II. Dünya savaşı tek partili rejimlerden çok partili sisteme geçilmesi üzerinde etkili olmuş 1945 yılında kurulan ilk partinin ardından çeşitli görüşlerde çok sayıda parti siyasi hayata katılmıştır. Bu partilerden 7.1.1946 yılında kurulan Demokrat Parti 1960 yılına kadar Türk siyasi hayatını ve sendika hareketini etkilemiştir (Sencer, 1971).Çok partili sisteme geçilmesinin ardından cemiyetler yasasında değişiklik yapılması zorunlu hale gelmiş 1946'da cemiyet kurma yasağı kaldırılmıştır. İlk sendikalar yasası 20.2.1947 tarihinde 5018 sayılı Sendikalar Yasası ile yürürlüğe girmiştir. Serbestlik ve gönüllülük esasını, pozitif ve negatif sendika özgürlüğünü benimseyen yasa sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını sadece 3008 sayılı İş yasasında tanımı yapılmış işçi ve işverenlere tanımıştır. Bu nedenle sadece bedenen çalışması fikren çalışmasına üstün sayılanlar sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkından yararlandırılmıştır (Çelik, 1979). Bu süreçte memurların sendikaya üyeliğinden hiçbir şekilde söz edilmemiştir.Çağdaş bir toplum olmanın gereği çağdaş hukuk kurallarına göre yönetilen bir düzen kurmaktır. Bir hukuk devletinde ilk göstergelerden birisi ülke çalışanlarının çalışma koşullarını belirleme, örgütlenme ve katılım sürecine dahil olmasıdır.1960'lı yıllara kadar kamu görevlileri devletin kişiliğini temsil ettiği düşüncesiyle örgütlenememiş ve bu konuda hiçbir yasal düzenleme yapılamamıştır. İlk defa 1961 anayasası ile memur sendikacılığının yasal dayanağı oluşmuştur. Ancak 1971 yılında tekrar geri alınan bu hak memurların uzun ve zorlu bir sürece girmelerine ve bu haklarını tekrar kazanabilme çabası içine girmelerine neden olmuştur.1961 anayasasından günümüze kadar memur sendikacılığı değişik yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmeye çalışılmış, uluslar arası sözleşmeler imza edilmiş ancak halen Türkiye kamu çalışanlarının birçoğu sendikal hareket içinde yer alamamıştır.Bu araştırma ile 1960'tan günümüze Türkiye'de memur ve özelinde öğretmen sendikalarının tarihsel gelişimi ve değişimini, sendikaları olumlu ya da olumsuz etkileyen ülke içi ve ülke dışı etmenleri göz önüne sermeye, yasal düzenlemeler ve uygulanabilme durumu hakkında ilgililerde bir bakış açısı oluşturulmaya ve öneriler sunmaya çalışılacaktır. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.title |
Türkiye’de 1960 sonrası öğretmen sendikacılığı |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Eğitim Yönetimi ve Denetimi Programı |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Türkan Aksu |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |