Abstract:
Orman köylüsünün sorunlarını çözmeye yönelik olmayan düzenlemelerin ve orman kadastrosunun halen tamamlanamamış olması ormanı her geçen gün millî bir sorun haline getirmektedir. Orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin hukukî durumu konusunun incelenmesi ve orman-orman köylüsü ilişkisinin taraflara zarar vermeyecek boyuta nasıl ulaştırılabileceği yönündeki görüş ve önerilerin aktarılması çalışmamızın amacını oluşturur. Konumuzu açıklamak için orman tanımını yapmak gerekse de hukuken orman tanımının yapılması zor olup her ağaç ihtiva eden yere orman denemeyeceği gibi, ağaç olmayan yere de birçok halde orman demek zorunlu olmaktadır. Bu tanım aynı zamanda 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1.maddesinde yapılmıştır. Hukukumuzda orman sayılmayan yerler ise OK.m.1/II'de tahdidî olarak sayılmıştır. Gerçekten orman olmadığı halde bu nitelik tanınmış yerlerin orman sınırı dışına çıkarılması aynı kanunun 2.maddesinde hüküm altına alınmıştır. Konumuzun ve günümüzdeki 2/B probleminin temelini bu madde oluşturur.Orman sorunun çözüme kavuşturulabilmesi için ormanların zilyetliğinin ve tescilinin olup olmayacağı, olacaksa nasıl olacağı konusunun açıklanması gerekir. Kural olarak kamu mallarının tescile tâbi olmadığı kabul edilmişse de; ormanlar ve madenler bu kuralın istisnasıdır.Ülke nüfusunun artması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ihtiyaç sonucu, orman sınırı dışına çıkarılacak yerlerin, orman niteliğini kaybettikleri ve korunmalarında yarar olmadığı gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarma işlemi ilk kez 1744 sayılı Kanunla düzenlenmiştir. Günümüze kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Gerekli analizler yapılmadan orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin mülkiyet konusu yapılması çelişkilere sebep olmuştur. Bundan dolayı nerelerin 2/B arazisi olduğu, arazilerin kime ait olduğu tespit edilerek ve çözüm biran önce uygulanarak neticeye varılmalıdır. Sonuç olarak; ormanların tahrip edilmesine ve orman varlığının sona erdirilmesine yönelik eylemleri ve müdahaleleri meşru gören tüm kurallar ortadan kaldırılmadıkça ve AY. değişikliğine gidilmedikçe çözüme ilişkin önerilerin hayata geçirilmesi veya çözüme ulaşılması da imkânsızdır.