Abstract:
Türkiye'de Cumhuriyet'in kuruluşundan beri din-siyaset ilişkisi birbirlerine tehdit olarak algılanan iki önemli toplumsal alanın üstünlük mücadelesi olarak resmedilmiştir. Bu nedenle çok partili hayata geçişle birlikte siyaset sahnesinde dini söylem ve sembollerin halk nazarında bıraktığı etki seçmen davranışları üzerinden çözümlenmeye çalışılmıştır.Bu çalışma, Denizli kentine yönelik olarak, din faktörünün, seçmen davranışı üzerindeki etkilerini araştırmayı konu edinmiştir. Dinin Türk siyasal hayatına yön veren bir unsur olduğu pek çok siyaset ve sosyal bilimci tarafından kabul edilmesine rağmen, dindarlığın ve dini algılama biçiminin seçmen davranışlarında hangi düzeyde etkili olduğu konusunda yeterli bir araştırma yoktur.Geleneksel yapının korunduğu veya korunmaya çalışıldığı toplumlarda dinin sosyal ve siyasal hayatta önemli bir faktör olduğu, yaygın bir kabuldür. Ancak bu çalışmanın temel varsayımı Türkiye gibi geçiş dönemi toplumlarında dinin siyasete etkisinin sanıldığı kadar tek ve ilk belirleyici olmadığı yönündedir. Bu nedenle seçmen davranışlarında politikacıların dindar kişiler olması tercihi, dini nitelikteki sorunların çözümüne yönelik politikalar üretilmesi seçmenler için ancak ikincil bir beklentidir. Çünkü geçiş dönemi toplumları ekonomik kalkınmayı kendilerine hedef belirlediklerinden, maddi beklentilerinin tatmini manevi ihtiyaçların gözetilmesinden çok daha önce gelmektedir.Yapılan pek çok araştırma seçmenin demokratik mekanizmanın işlemesinde önemli bir etkinliği olan ?oy?unu dini eksenli çatışmalara taraf olarak kullanmadığını göstermektedir. Denizli örneğinde yürütülen bu araştırma da benzer yargılara ulaşmış, seçmenin oyunu belirleyen etkenin din değil, ekonomi ve sosyal refah konuları olduğu ortaya konmuştur. Din, dindarlık ve laiklik gibi değişkenler toplumsal hayata ve siyasi konulara tavır alışları bir ölçüde etkilese de sistemin işleyişi için en önemli mekanizmalardan biri olan seçimler üzerinde belirgin bir etki yaratmadığı söylenebilir.