dc.description.abstract |
Çağlar boyunca çeşitli uygarlıkları üzerinde barındırmış ve dünya yüzeyinde günümüzde de yaşamlarını sürdüren pek çok ulusun, tarihin farklı zaman dilimlerinde beşiği olan Anadolu topraklarında Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü dönemlerde yapılan ilk arkeolojik araştırmaları anlatan bu çalışmada ağırlıklı olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivleri belgeleri esas alınmıştır.Arkeolojik anlamda Dünya'daki ilk araştırmalar Batılılarca başlatılmış olup, Rönesans aydınlanma çağını yaşayan ve Sanayi Devrimini gerçekleştiren Avrupa'da arkeolojiye duyulan ilgi ve buluntuların kendi ülkelerindeki müzelerde saklanması isteği ve bu konudaki yoğun çalışmalar, burjuvazinin kazıların finansmanını desteklemesiyle bunlar kendi hükümetlerini; hükümetler de ekonomisi çökmüş ve artık, siyasi olarak haklarını koruyamayan Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki baskılarını arttırarak Osmanlı toprakları üzerinde pek çok kazı faaliyetinde bulunmuşlardır. Avrupa'da 1870'lerden itibaren kazıların ?devletçe? finanse edilmeye başlanarak, işin uluslararası bir yarışa dönüşmesi sağlanmıştır. Bu yarış, sömürgeci anlayışın bir eseridir. Nitekim belgelerle de kanıtladığımız gibi kazıların ve özellikle de eski eser nakliyatının büyük bir bölümüne, kazı yapan devletlerin savaş gemileri eşlik etmektedir.Eski eserlerin ülke sınırları dışına çıkarılmasını engellemek amacıyla bir grup Osmanlı aydını zamanın gazetelerinde devlet adamlarına ve o zamanın okuyucularına uyarılarda bulunarak durumun farkına varılmasını sağlamaya çalışmışlardır. Osmanlı Devleti yöneticilerinin eliyle düzenlenen kanunlar göz ardı edilmiş, nitekim çok nadide eserler yurt dışına kaçırılmıştır. Almanya'ya götürülen Bergama Zeus Sunağı bunlardan birisi olup dünyanın yedi harikasından birisidir.Osmanlı Devlet yöneticileri, saltanat yılları boyunca çeşitli zamanlarda eski eser kaçırılmasını önlemek için kanunlar yayınlamışlar ancak bu kanunlar bazen eski eser kaçırılmasına kolaylık sağlayacak kadar yetersiz olmuştur.Çalışmamızda, eski eser kaçırılmasını önlemek amacıyla çıkarılmış olan 1869, 1874 ve 1884 kanunlarından ve kanun maddelerinden etraflı bir şekilde söz edilmiştir. Aynı zamanda hukukçu yönü de bulunan Osman Hamdi Bey'in hazırlamış olduğu 1884 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi, çıkarılan kanunlar arasında eski eserlerimizi en çok koruyan ve kollayan içeriğiyle Türk arkeoloji ve hukuk tarihinde ayrı bir yere sahiptir.Avrupa'daki ilk meydana çıktığı dönemlerden başlayarak, Osmanlı Devleti'ndeki gelişimiyle anlatılan müzecilik çalışmalarının ne kadar zor şartlarda yürütüldüğü, ilk müzemiz ve ilk Türk Müzecilerimiz anlatılarak, zamanın sanat eserlerinden ve sanat anlayışından kabaca bahsedilmiştir. Arkeoloji Bilimi'nin Osmanlı'da çalışılmaya başlandığı yüzyıl gözler önüne serilirken Osmanlı topraklarının çeşitli yerlerinde yürütülen kazılar, ortaya çıkarılan uygarlıklar ve eserlerden de söz edilmiştir.Osmanlı Devletince esaslı bir şekilde ele alınan arkeoloji araştırma ve kazıları Avrupa'da da olumlu yankılar bulmuştur. |
en_US |