Özet:
Kent mekânlarının günümüz konfor koşulları ve kullanımlarına paralel olarak içinde yaşayan topluluklar ile birlikte dönüşümü yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Önemli olan bu parçanın planlı ve bütüncül bir biçimde bilimsel yöntemlerle ve katılımcılıkla yaşama dahil edilmesidir.19. yüzyıla kadar doğal olarak gelişen değişim, sanayinin gelişmesiyle birlikte plan kararlarıyla hız kazanmıştır. Batı'daki kentsel dönüşüm uygulamaları programlı olarak II. Dünya Savaşı sonrasında başlamıştır.1980'li yıllardan itibaren küreselleşme ve sermayenin sınır tanımazlığı ile de, kent mekânlarının dönüşümü, ekonomik ve siyasi politikalarla, planlı, programlı, bilinçli olarak gerçekleştirilmeye başlamıştır.Kentsel dönüşüm, kent merkezlerinin canlandırılması, tarihi değere sahip alanların soylulaştırılması, yenilenmesi gibi farklı biçimler ile uygulanmaktadır. Bu uygulamaların genelde temel hedefi tarihi değere sahip alanları kent yaşamına dahil etmek ve çöküntü alanlarını yeniden kazanmak olarak adlandırılsa da asıl hedef bu alanları satılacak bir mal haline getirerek rantı yükseltip belirli bir kesime aktarmak ve bu alanlardaki sosyal tabakayı değiştirmektir.Türkiye'de özellikle son yıllarda başta 2004 yılında çıkartılan 5104 sayılı ?Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Proje Kanunu?, 5393 sayılı ?Belediye Kanunu?, ?5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültür ve Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun? ve son dönemde gündemde olan ve büyük tepkilere neden olan ?Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı? ile dönüşüm alanlarına ilişkin hızla bir yasal düzenleme çabasına girilmiştir.Kentsel dönüşüm, turizm ile birlikte tarihi kent merkezlerinde uygulanmaktadır. Antalya kent merkezinde Büyükşehir Belediyesi'nce başlatılan uygulamalarda bu kapsamdadır.Antalya'nın geleneksel kent merkezinin dönüşümünü 1980 yılında onaylanan planla birlikte getirilen kararlar hızlandırmış, Kaleiçi çevresinde geleneksel yerleşimin özgün dokusu bu plan kararlarının uygulanması sonucu kaybedilmiştir.Antalya kent merkezinde 1990 yılından itibaren yapılan çalışmalar kent bütününden kopuk parçacı kentsel tasarım niteliğindeki projelerdir. Bu projeler idarelerin kent merkezinde yapmak istedikleri uygulamalar için bir araç olarak kullanılmaktadır. Bunun yöntemi ise yarışma projeleri şeklinde gerçekleşmektedir. 2004 yılı yerel seçimlerinin ardından da kent merkezinin Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmesiyle birlikte kent merkezine yönelik çalışmalar hız kazanmış, önceki dönemlerde uygulanamayan projeler uygulanmaya, buna ilave olarak özellikle kamu mülkiyetindeki alanlarda yeni düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır.Kentsel dönüşümde mekânsal kararlardan da önemli olan sosyal boyut Antalya kent merkezindeki uygulamalarda da göz ardı edilmiş, kentlinin ve kent merkezindeki geleneksel üretim yapan zanaatkarların, esnafın görüşleri alınmamış, artacak rantın asıl kullanıcıya etkileri araştırılmamıştır. Kent merkezi artık Antalya dışından gelenlerin kullandığı ve çalıştığı bir bölge haline dönüşmüştür.Yapılan çalışmalar tamamen kamu mülkiyetinde bulunan alanlar üzerinden yürütülmektedir. Sadece mülkiyeti kamuya ait yapı ve alanlarda, kentin ulaşım ve açık alan ihtiyacının giderilmesi gerekçesiyle yapılan sınırlı düzenlemeleri, kentsel dönüşüm olarak adlandırmak doğru değildir. Diğer yandan, kent merkezi temel kararlarını imar planları değil, hazırlanan alt bölge projeleri oluşturmuştur.Bu tez çalışmasında, kentsel dönüşüm kavramı, uygulama biçimleri, uygulandığı bölgeler, ülkemizdeki mevcut yasal düzenlemeler, turizm-kültürel miras-kentsel dönüşüm ilişkileri, kent merkezinin mekânsal ve plan kararlarında gelişimi hakkında bilgiler verilecek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca 2004 yılı yerel seçimleri sonrasında başlatılan ?kentsel dönüşüm? isimli çalışmalar, Stratejik Plan, Nazım ve Uygulama İmar Planı kararları, alt bölge projeleri ve ilgili kamu kurum ve STK görüşleriyle birlikte kavramlar, uygulamalar, kriterler, mevzuat ve kamu yararı açısından değerlendirilecektir.