Abstract:
Bu çalışmada 1921-1938 tarihleri arasında Gürcistan'dan Türkiye'ye yapılan göçler ele alınmıştır. Kafkasya coğrafi konumu göz önüne alındığında Anadolu ve Orta Asya'yı birbirine bağlayan köprü vazifesi görmektedir. Stratejik olarak büyük öneme sahip olan bölge tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından istila edilmiştir. 19. ve 20. Yüzyıllarda Çarlık Rusya ve Osmanlı Devleti bölgeye hâkimiyet kurmak için karşı karşıya gelmişlerdir. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin savaştığı cephelerden biri de Doğu Cephesidir. Doğu Cephesi'nde Gürcüler, Ermeniler ve Çarlık Rusya'ya karşı savaşan Türk kuvvetleri başarılar kazanmıştır. 6 Mart 1921 Moskova Anlaşması imzalanmasıyla Türkiye Batum'u Gürcistan'a terk etmiş ve bölgedeki kuvvetlerini geri çekmiştir. Moskova Anlaşması'ndan sonra bölge de yaşayan Türk-İslam ahali çareyi Türkiye'ye göç etmekte bulmuştur. Göçün en önemli sebeplerinden biri de Gürcistan'ın Sovyetleşmesi ve bölge yaşayan Türk-İslam ahaliye uygulanan yıldırma politikalarıdır. Gürcü şovenizmi artınca bölgedeki huzursuzluk iyice artmıştır. Acarlar, Abhazlar ve Osetlere özerk cumhuriyet hakkı tanınırken; Gürcistan'da bulunan Türkler göz ardı edilmiştir. Gürcistan'da yaşayan Türk-İslam ahalileri de özerklik talep etmiş ancak bu talep duyulmamıştır. İleri gelen aydınlar bu yolda çalışmalar sürdürmüşlerse de tutuklanmışlar, sürgün edilmişler ya da katledilmişlerdir. Bölge de yaşayan Türk-İslam ahalinin göçten başka çaresi kalmamıştır. Türkiye yetkilileri bu göçleri genellikle olumlu karşılamıştır. Türkiye'ye yerleşmek isteyen göçmen ve mültecilere gereken yardımlar yapılmaya çalışılmıştır. Göçmen ve Mülteciler Türkiye'nin çeşitli vilayet, kaza, nahiyelerine iskân edilmiştir.