dc.description.abstract |
Bütünü anlamak için onu oluşturan unsurları iyi bilmek gerekir. Son yıllarda Osmanlı tarihi ile ilgili yapılan çalışmaların şehirler üzerinde yoğunlaşmasının önemli sebeplerinden biri de budur. Her şehir, bütünün birer parçası olarak, bulunduğu coğrafi koşulların özelliklerini taşır. Bu sebeple Anadolu şehirleriyle ilgili yapılan her çalışma aynı zamanda Osmanlı tarih araştırmalarına da önemli bir katkıdır. Bu çalışma ise 19. yüzyıl ortalarında Teke sancağı Antalya merkez kazasının sosyal ve ekonomik görünümünü ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Tezde kullanılan temel kaynak, vergi vermekle yükümlü hane reislerinin emlâk, arazi, hayvan ve meslek gibi her türlü gelir kaydının tutulduğu, dönemin sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili önemli bilgiler içeren 1844-1845 tarihli Antalya Temettüat Defterleri'dir. Çalışmamız nefs-i Antalya olarak geçen Antalya şehir merkezi ile sınırlı mahalleleri kapsamakla birlikte, tespit ettiğimiz 30 mahalleye ait 34 Temettüat defteri esas alınarak hazırlanmıştır. İlgili defterlerin transkript edilmesi sonucu oluşturulan tablolar, çeşitli grafiklerle desteklenip yorumlanarak Antalya'nın demografik, sosyal ve ekonomik yapısı incelenmiştir. İncelemeler yapılırken gayrimüslimlerin yaşadığı yerleşim birimleri ile Müslümanların yaşadığı yerleşim birimleri ayrı ayrı ele alınmıştır. Ortaya çıkarılan çalışma ile Antalya şehir tarihi ile ilgili yapılan çalışmalara katkı sağlandığı düşünülmektedir. 1844 yılı verilerine göre incelenen 30 mahallede toplamda 1870 hane, tahmini olarak 9350 kişi yaşamaktaydı. Nüfusun %66,3'ü Müslüman, %33,7'si gayrimüslimdi. Gayrimüslimler yalnızca 4 mahalleye yerleşmişti. Bu dönemde şehirde göz ardı edilemeyecek miktarda Arap ve Moralı muhacir de bulunmaktaydı. Oldukça farklı çeşitte mesleğin görüldüğü kaza merkezinde tarım ve hayvancılıktan ziyade ticaret ve zanaatkârlık rağbet görmekteydi. Çoğu hane, hayvancılığı temel geçim faaliyeti olarak yapmasa da kendi ihtiyaçlarını karşılamak adına hayvan beslemekteydi. En fazla sahiplenin hayvan türü ise yük ve binek hayvanlarıydı. Hanelerin gelir elde ettiği kaynaklar; hayvancılık, ziraat, meslek ve sahip oldukları gayrı menkullerden elde ettiği kira gelirleriydi. En fazla gelir getiren kaynak ise meslek gelirleriydi. Meslek gelirlerini ziraattan elde edilen gelirler takip ederken kayda geçen zirai araziler tarla, bahçe ve bostanlardı. Haneler zirai arazilerden elde edilen gelirlerin %8,4'ünü öşür vergisi olarak, elde ettikleri toplam gelirin %5'ini vergi-yi mahsûsa olarak devlete geri ödemekteydi. |
en_US |