Abstract:
Etrafını çevreleyen Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz ile şanslı bir coğrafyaya ve zengin deniz kaynaklarına sahip olan Türkiye'de deniz balıkçılığı önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye'deki balıkçı gemilerinin sayıca % 8-9'unu oluşturan ve büyük ölçekli, endüstriyel veya ticari deniz balıkçılığı olarak adlandırılan trol ve gırgır balıkçılığı, denizlerdeki üretimin % 85-90'ını karşılayarak deniz balıkçılığının en üretken ve en hassas bölümünü oluşturmaktadır. Trol ve gırgır, kontrol edilemedikleri takdirde deniz tabiatına ve balık stoklarına kalıcı zararlar verebilmekte, stoklarda çöküşe neden olabilmektedir. Denizlerden avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretiminde Dünyada 1985 yılından beri artış kaydedilememiş ve genel olarak yatay bir trend gözlenmişken, Türkiye'de 1989 yılından beri yatay ve azalan bir seyir görülmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) inceleme çerçevesini oluşturan 16 istatistiki bölge içinde Akdeniz ve Karadeniz % 62,2 sürdürülemez seviyedeki stok durumu ile en sıkıntılı bölge olarak gözükmektedir. Türkiye'nin içinde yer aldığı Doğu Akdeniz ve Karadeniz'in durumunun Orta ve Batı Akdeniz'e nazaran daha kötü olduğuna yönelik çalışmalar da göz önüne alındığında sorunun daha ciddi boyutta olduğu görülmektedir. Stokların sürdürülebilirliği açısından FAO ve GFCM gibi kuruluşların en önemli faaliyet alanlarından birini hem uluslararası boyutta hem de ülkelerin kendi denizlerinde meydana gelen YKD (Yasa dışı, Kayıt dışı, Düzenlenmemiş) balıkçılıkla mücadele çalışmaları oluşturmaktadır. Türkiye kendi denizlerinde meydana gelen trol ve gırgır balıkçılığından kaynaklanan ihlaller başta olmak üzere YKD balıkçılıktan olumsuz olarak etkilenen ülkelerden biridir. Bu çalışmada 2012-2014 döneminde Türkiye Denizlerinde meydana gelen trol ve gırgır balıkçılığı ihlalleri, Sahil Güvenlik kayıtlarındaki verilerin diğer kaynaklardan temin edilen verilerle zenginleştirilmesi suretiyle ele alınmış, yerli ve yabancı benzer çalışmalar da dikkate alınarak incelenmiştir. Söz konusu üç yıllık dönemde tespit edilen 1664 ihlalden 1050'sinin trol, 614'ünün gırgır ihlali olduğu, trol ihlallerinin gırgır ihlallerine göre daha önemli olduğu görülmüştür. En düşük deniz alanına sahip olan Marmara Denizinin diğer denizlerimize göre hem trol hem de gırgır ihlallerinde en yüksek paya sahip olduğu belirlenmiştir. Türkiye'nin sahil uzunluğunun yaklaşık ¼'üne denk gelen ve tüm ihlallerin % 70-80'i ve daha fazlası ihlallerin meydana geldiği 12 avcılık bölgesi belirlenmiştir. Bu avcılık bölgeleri içinde İstanbul Boğazı ve güneyi, İzmir Körfezi ile Bandırma-Gemlik körfezlerinde tespit edilen ihlaller öne çıkmaktadır. Tüm ihlallerin % 27'sinin tek başına İstanbul ilinde meydana gelmesi ayrıca dikkate değer bir konu olmaktadır. İhlaller açısından İstanbul'u sırasıyla İzmir, Çanakkale, Balıkesir ve Bursa takip etmektedir. Çalışmada ayrıca sırasıyla İstanbul, Bandırma, İzmir, Samsun ve Mersin'e kayıtlı gemilerin diğer yerlere kayıtlı olanlardan daha fazla ihlal işledikleri tespit edilmiştir. Trol ihlallerinin % 53'ü, gırgır ihlallerinin % 28'i uygun ruhsata sahip olmayan gemilerce işlenmiş olup dikkat çekicidir. Trol ihlallerinin % 10'luk payını balıkçılık faaliyeti ile alakası olmayan gemilerin meydana getirmesi dikkate değer bir diğer konudur. Su ürününün vasfı, türü ve nakli kapsamında tespit edilen ihlallerin çoğunluğu gırgır ihlali (% 54) olarak belirlenmiştir. Belge ihlallerinin yarısı gemi adamlarının ruhsatına yönelik iken avcılık kaydına yönelik ihlaller üçte birini oluşturmakta ve çoğunlukla gırgır avcılığı yapan gemilerde (% 54) rastlanmaktadır. Yer ve zaman yasağı ihlallerinin % 82'si yer yasağına, % 18'i zaman yasağına muhalefetten kaynaklanmıştır. Yer yasağı ihlallerinin % 70'i ve zaman yasağı ihlallerinin % 95'i trol ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır. Kesilen idari para cezalarının % 78'i trol, % 22'si gırgır ihlaline muhalefetten kesilmiştir. El konulan su ürünleri açısından en yüksek oranının % 65 ile hamside olduğu, ağırlıkça trol kaynaklı el konulan su ürünleri % 4 iken, gırgır kaynaklı olanların oranının % 96 olması dikkat çeken diğer bir konudur. El konulan avcılık araç ve gereçleri açısından ise trol kaynaklı olanların % 71, gırgır kaynaklı olanların payı ise % 29 olarak tespit edilmiştir.