Özet:
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nde yer alan son dört yılın (2014, 2015, 2016, 2017) ortalama verilerine göre dünyada Antep fıstığı üretiminin yaklaşık % 84'ü İran, ABD ve Türkiye tarafından karşılanmaktadır. Türkiye'nin üretimde 2017 yılı haricinde İran ve ABD'den sonra dünyada üçüncü sırada yer aldığı görülmüştür. Fakat, ihracatta 2016 yılı FAO verilerine göre Türkiye'nin dünyada sekizinci sırada yer aldığı görülmüştür. Bu durum yüksek iç tüketim ile ilgilidir. Bu tezin genel amacı Türkiye'nin Antep fıstığı ihracatında sahip olduğu avantajları ve dezavantajları belirlemek ve ihracat potansiyelinin orta vadede politika geliştirmeye yönelik analiz edilmesidir. Bu doğrultuda, gerek duyulan politika bileşenlerinin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmak hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında Türkiye'nin Antep fıstığı ihracatı, bu üründe temel rakip ülkeler olan İran ve ABD ile karşılaştırılmıştır. Bu doğrultuda, 2008-2017 yılları arası oluşturulan panel veri seti ile Türkiye, İran ve ABD için ayrı ayrı çekim modeli uygulanmıştır. Analiz kapsamında küresel, ekonomik ve siyasi konjonktür dikkate alınarak, ticareti etkileyen faktörler incelenmiştir. Çıkan sonuçlara göre mesafenin İran ve ABD için genel beklentileri karşılamadığı görülmüştür. Ticaret ortağı ülkelerin milli gelirlerinin Türkiye ve İran'ın ihracatını pozitif etkilerken, ABD'nin ihracatını negatif etkilediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiye'nin döviz kurundaki yükselişin ticareti artırdığı; İran'ın döviz kurundaki yükselişin ise ticareti azalttığı görülmüştür. Ticaret ortağı ülkelerin döviz kurlarında meydana gelen artışın ABD'nin ihracatını düşürdüğü görülmüştür. Bu sonuçlara göre, Türkiye'nin ihracatta başarıya ulaşması için uluslararası piyasada rağbet gören çeşitlerin yetiştirilmesine ve birim alandan alınan verimin artırılmasına odaklanması gereklidir. Bunun için mevcut destekleme araçlarının, ürünün çok yıllık yapısı da göz önünde bulundurularak, geliştirilmesine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmaların hızlandırılması ve güncellenmesi gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin mesafe olarak kendisine daha yakın ülkelerle ticaret ilişkilerini geliştirmesi gerektiği anlaşılmıştır.