Özet:
Bu çalışmada Antalya ilinin doğusunda Antropojenik etkiler nedeniyle oluşan ağır metal kirliliği iki bitkiye ait organ örnekleri ve bunların yaşam alanlarındaki toprak örneklerinde incelenmiştir. Antalya'nın doğusunda Pyrus cordata subsp. boissieriana bitkisine ait organ örnekleri ve yaşadıkları ortamdaki toprak örnekleri 9 farklı lokaliteden, Pancratium maritimum bitkisine ait organ örnekleri ve yaşadıkları toprak örnekleri ise 5 farklı lokaliteden 1 yıl süresince dört mevsim olacak şekilde toplanmıştır. İnceleme alanındaki bu örneklem alanları homojen olarak seçilmeye çalışmış ve bitki türlerinin populasyonun dağılımı da örnekleme lokalitelerinin belirlenmesinde etkili olmuştur. Bitki örnekleri ve yaşam alanlarından alınan toprak örnekleri Antalya'da ağır metal kirliliğinin belirlenmesinde ve seçilen bitki türlerinin ağır metallerin olası biyoindikatörü olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Toplanılan bitki örneklerinin kısım örneklerinin tamamı yıkanıp, analize hazırlanarak Fe, Mn, Zn, Cu, Cd, Pb, Ni ve Co miktarları ICP-OES ile ölçülmüştür. Pyrus cordata subsp. boissieriana organ örneklerinde yapılan incelemeler sonucunda elde edilen ağır metal birikim miktarı lokalite, bitki organı ve mevsime göre farklılık göstermektedir. Bitki organ örneklerinde yapılan analizler sonucunda elde edilen ağır metallerin ortalama konsantrasyonları Fe>Cu>Zn>Mn>Ni>Pb>Cd>Co şeklinde sıralanmaktadır. Bitkinin yaşam alanındaki toprak örneklerinde yapılan analizler sonucunda ortalama ağır metal konsantrasyonları kıyaslandığında ise Ni>Zn>Mn>Fe>Cu>Co>Pb>Cd şeklinde sıralanmaktadır. Pancratium maritimum organ örneklerinde yapılan incelemeler sonucunda elde edilen ortalama ağır metal değerleri Fe>Zn>Cu>Mn>Pb>Ni>Cd>Co şeklinde olduğu görülmektedir. Kum zambağı bitkisinin yaşadığı toprak örneklerinde tespit edilen ortalama ağır metal konsantrasyonları ise Ni>Zn>Cu>Mn>Pb>Ni>Cd>Co şeklinde sıralanmaktadır. Bitki organlarında Fe, Cu ve Zn açısından en yüksek birikimler elde edilirken, toprak örneklerinde Ni elementine bağlı kirliliğin olduğu söylenebilmektedir. Araştırma alanında farklı ağır metallere ait kirliliğin olduğu söylenebilmektedir.