Özet:
İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan konut olgusu, tarihsel süreç içerisinde meydana gelen fiziksel, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik değişim ve dönüşümlerle birlikte farklı anlamlar taşımaya başlamıştır. 1980'li yıllarda neoliberal küresel ekonomi politikaların hâkim olmaya başlaması ile birlikte kentlerde hızlı bir sosyal ve mekânsal değişimler meydana gelmiştir. Bu dönemde, sosyal refah devletindeki çözülmeler, istihdam yapısındaki değişimler, gelir dağılımdaki eşitsizlikler, tüketim kültürünün yaygınlaşması gibi ekonomik ve politik faktörler güvenlikli sitelerin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. İlk defa 1970'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan ve 1980'li yıllardan itibaren dünya geneline yayılan güvenlikli siteler, konut üretim biçiminde ve konuta yüklenen anlamlardaki değişimlerin önemli bir göstergesi olmaktadır. "Kendilerini kentin geri kalanından farklılaştırmak" isteyen yeni orta ve üst sınıfın taleplerine karşılık olarak güvenlikli siteler ayrıcalıklarla dolu ideal bir yaşam tarzı söylemi ile pazarlanmaya başlamıştır. Bu sınıflar, homojen bir topluluk oluşturma arzusu, seçkin bir yaşam ideali, güvenlikli bir yaşam isteği, kentin çevresel ve toplumsal sorunlarından kaçış, sosyo-mekânsal ayrışma ihtiyacı gibi sosyo-kültürel faktörler doğrultusunda güvenlikli siteleri tercih etmektedirler. Bu tez kapsamında da sınıf temelli sosyo-mekânsal ayrışmanın bir sonucu olan güvenlikli sitelerin Antalya özelinde tercih edilmesine etki eden bu sosyo-kültürel faktörler ele alınmıştır.