Özet:
Antalya, Bergama Kralı II. Attalos tarafından M.Ö.133 yılında kurulmuştur. Sonrasında Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti Dönemi eserleri ve kültürünü yansıtan ve yaşatan bir kent haline gelmiştir. Ülkemizin güneybatısında Akdeniz kıyısında yer alan Antalya, tarih boyunca Güney Anadolu'nun denize açılan kapılarından biri olmuştur. Güney sahillerimizde birçok antik kente ev sahipliği yapan Antalya şehrinin merkezinde bulunan Kaleiçi, arkeolojik ve geleneksel dokunun bir arada bulunarak korunduğu en iyi örneklerden biridir. Kaleiçi; batıda Akdeniz, kuzeyde Cumhuriyet, doğuda Atatürk ana caddeleri ile bu caddelere paralel uzanan, günümüzde de bir kısmı ayakta olan surlarla çevrelenmiştir. Bu belirgin sınır eşikleriyle Kaleiçi, kent merkezindeki katlı yapılaşmalardan kısmen korunabilmiş, geleneksel doku günümüze kadar özgünlüğünü kaybetmeden ulaşabilmiştir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde çoğu kiremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Yine Kaleiçi'nde mevcut 473 adet sivil mimarlık örneği yapı, 72 adet anıtsal yapı, 56 adet tescilli kuyu, 93 adet korunması gerekli bahçe, 25 adet tescilli ağaç vardır (Anonim, 2014). Evlerin karakteristik yapıları Antalya'nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda tarihi peyzaj özellikleri, bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtmaktadır. Antalya Kaleiçi bölgesinde tarihi mimari bütünlük önemli ölçüde korunmasına rağmen, görsel kirliliğe sebep olan tarihi çevreyle uyumsuz inşa edilmiş yapıların (doymuş yapılar) varlığı tarihi Kaleiçi'nin görünümünü olumsuz etkilemektedir. Bu bakımdan tarihi Kaleiçi bölgesinin yeniden dönüşümü ve özgün değerlerine kavuşturulması büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma ile Kaleiçi bölgesinin tarihi özgün değerlerinin tartışılarak, yeniden kendi özgün değerlerine kavuşturulmasına yönelik bir yol haritası ortaya konulmuştur. Dolayısıyla bu araştırma; Antalya Kaleiçi Kentsel Sit alanında sürdürülebilir koruma kapsamında tarihsel peyzaj kalitesini düşüren mevcut etkenlerin durumunu ortaya koymayı, yukarıda sözü geçen ilkeler ve tüzükler doğrultusunda olumsuzlukların nasıl giderilebileceğine ve tarihi peyzaj kalitesinin nasıl iyileştirilebileceğine yönelik çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kentsel sit alanlarının korunması ve planlanmasında peyzaj mimarlığı disiplinin yeri aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda Kaleiçi tarihsel alanının bugünkü koşullardaki yasal yönetsel durumu ele alınarak Koruma imar planında yer alan doymuş yapıların mevcut durumu üzerinde durulmuştur. Bu yapıların özgün Kaleiçi mimarisi, peyzajı ve çevre kalitesi üzerindeki mevcut etkilerine yönelik olumsuz ve aykırı durumları ortaya koyarak bu etkilerin ortadan kaldırılmasına yönelik olası senaryolar oluşturularak geçmişteki orijinal peyzajın ortaya çıkarılması, yapısal ve bitkisel peyzaj unsurlarının saptanmıştır