Abstract:
Bu çalışmada "İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan yeni düzende, siyaset mi ekonomiye yöne vermektedir, ekonomi mi siyasete yön vermektedir?" sorusunun cevabı aranmaktadır. Bu çerçevede hem dünyadaki örnekler hem de Türkiye'deki örnekler incelenmiş ve bu soruya yanıt verilmeye çalışılmıştır. Dünyada, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan yeni ekonomik sistem çerçevesinde ve liberalizm, neoliberalizm, küreselleşme kapsamında, 2008 küresel kriz sonrasında Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Almanya ve Yunanistan'da yaşanan gelişmeler ele alınmıştır. Türkiye'de 1950 sonrası, özellikle de Türkiye'nin liberal sisteme entegrasyonunu sağlayan Demokrat Parti dönemi ve takip eden yıllardaki tek partili iktidar dönemler (Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi) incelenmiştir. Araştırmada, bu dönemlerde izlenen liberal politikaların siyasi ve ekonomik etkileri ele alınmıştır. Türkiye'de liberal ekonomi ile birlikte batıya entegrasyon, liberal sisteme geçiş, demokratikleşme yolunda atılan adımlar ve söz konusu partilerin karşılaştıkları zorluklar irdelenmiştir. Çalışma kapsamında, liberal modelde amaçlanan devletin düzenleyici ve denetleyici olması görüşünün, gerçekleşen ekonomik ve siyasi krizler ile nasıl ortadan kalktığı farklı örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada incelenen farklı dönem ve örneklerden yola çıkılarak siyaset ve ekonominin zaman ve şartlar doğrultusunda birbirlerine yön verdikleri, aralarında mutlak bir egemenlikten söz edilemeyeceği sonucuna ulaşmıştır.