Özet:
Yoğun bakımda hasta takibi multidisipliner bir çalışma gerektiren, önemli ve zor bir konudur. Çoğu zaman bilinci kapalı ve solunum cihazına bağlı olan hastalarla iletişim kurmak mümkün olmayıp, bazı hastalıklar gözden kaçabilmektedir. Bununla birlikte sağlık bakımından klinik sonuçların yanı sıra bütüncül sağlık durumu sonuçlarının da değerlendirilmesi hastanın yoğun bakım süresinde yaşam kalitesi açısından ve enfeksiyon riski bakımından önemli olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı çalışmamızda yoğun bakımda entübe edilmiş hastaların timpanometrik değerlendirmeleri yapılmıştır ve nazogastrik (NG) sonda ile GAG (yutkunma) Reflexinin timpanometrik değerlere nasıl yansıdığı takip edilmiştir. Çalışmamıza yoğun bakımda entübe edilmiş NG sonda uygulanan 64 hasta (24 erkek, 42 kadın) ve NG sonda kullanmayan 30 (14 erkek, 16 kadın) hasta dahil edilmiştir. Çalışma grubumuzda GAG Reflexi olan 20, GAG Reflexi olmayan 44 hasta vardır. Ayrıca yoğun bakımdaki hasta takip günlerine paralel olarak sağlıklı 30 (15 erkek, 15 kadın) bireyin farklı günlerdeki ölçümlerin timpanometrik değerleri nasıl etkilediğini görmek için kontrol grubu oluşturulmuştur. Çalışma grubu ve kontrol grubu hastalarının 1. gün, 4. gün, 7. gün, 14. gün ve 21. gün timpanometrik ölçümleri yapılıp komplians ve basınç değerlerinin değişimi takip edilmiştir. Yoğun bakımda entübe edilmiş hastalarda uzayan entübasyon süresinin seröz otit gelişimine paralel olduğunu gösteren veriler timpanometrik değerlere yansımıştır. NG sondanın kullanıldığı nazal kavite tarafındaki kulaklarda seröz otit gelişiminin daha erken başladığı ve çeşitli numaralardaki NG'lerın çaplarının timpanomerik ölçümlere anlamlı yansıdığı gözlenmiştir. Ayrıca GAG Reflexine sahip olmayan hastaların, GAG Reflexi olan hastalara göre uzayan entübasyon sürelerinin daha erken döneminde timpanometrik değerleri olumsuz yönde etkilediği gözlenmiştir. Bu anlamda uzamış entübe yoğun bakım hastalarının periyodik takiplerinde otoskopik kulak zarı muayenelerine ve timpanometrik ölçümlerle yer verilmesi olası bir orta kulak enfeksiyonuna karşı yaralı olacaktır. NG sonda numaraları ile efüzyonlu otit gelişimi arasındaki korelasyondan yola çıkarak tercihen mümkün olabilecek küçük numara sondanın uygulanması efüzyon oluşumunu ve olası riskleri azaltıcı yönde etkileyeceği düşünülmektedir
