dc.description.abstract |
İnsanların çoğunlukla günlük yaşantılarında kullandıkları mizah, bir sanata dönüşerek eserlerde farklı alt başlıklarla ve türlerle ortaya konulmuştur. İnsanla bağlantılı bir şekilde tarihte varlığını sürdüren bu tür, zaman içinde bazen durgunluğa girse de varlığını korumuştur. Sanatçıların savunma aracı olarak kullandığı mizah, toplum karmaşası ve umutsuzluğunda hiciv, yergi ya da ironiye dönüşmüştür. Bunlardan ayrı bir tür olarak da kara mizah özellikle son yüzyıllarda farklı sanat dallarında görülmeye başlamıştır. Kara mizah, özellikle edebi alanda sanatçıların ruhsal ve psikolojik umutsuzluklarından çıkardıkları bazen komik, bazen de acı unsurları umursamazlıkla birleştirdikleri bir tür olmuştur. Yalnızlaşan bireyin temel alındığı, yozlaşma ve savaşların getirdiği duygusuzluklar acı gülme ile birleştirilerek kara mizahı oluşturmuştur. Ortaya çıkış tarihinin tam olarak bilinmediği kara mizahın tartışmalara konu olduğu yıllar yakın tarihi içermektedir. Bu tartışmalarda ortak nokta; kara mizahın toplumun sosyolojik gelişiminden ve değişiminden olumsuz yönde etkilenen sanatçıların eserlerinde görülmesi olmuştur. Türk edebiyatında farklı türlerde ve farklı zamanlarda görülebilen kara mizah, özellikle 1950 sonrası dönem eserlerinde daha çok dikkat çekmiştir. Bu, modernleşme çatısı altında değişime başlayan Türk edebiyatının sonuçlarından birisi olarak da görülmektedir. Sanatçıların, eserlerde denemeye başladıkları yeni teknikler ve türlerle birlikte yaşamış oldukları tarihsel süreç kara mizahın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 1950-1980 arası Türk öykülerinde kara mizah çalışmasında, yazarların yaşamış oldukları bu sürecin eserlerine yansımaları, ortak noktaları ve bazen de farklı şekilde ortaya koydukları kara mizah örnekleri incelenmiştir. |
en_US |