Özet:
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin insan hayatını hızla değişime uğratması, reklamcılık alanında da kanal, yöntem, strateji açısından araçsal ve içeriksel dönüşüme neden olmuştur. Özellikle dijital iletişim uygulamaları geniş kitlelere ulaşmış ve buna bağlı olarak dijital reklam da hareket alanını genişletmiştir. Dijital ortam ve araçların insan hayatına yaygın biçimde dahil oluşu, dijital bir kültür oluşması sonucunu doğurmuştur. Dijital teknolojiler kültürü dönüştürürken, gözetimi de dijitalleştirip kültürel bir form haline getirmiştir. Bunun ötesinde gözetimin dijitalleşmesi, yönetsel ve tecimsel alanlarda, mahremiyetin göz ardı edildiği çok sayıda vakanın ortaya çıkmasının zeminini hazırlamıştır. Şirketlerin ya da reklam verenlerin, kullanıcıların internette geçirdikleri zamanlarda bıraktığı dijital izlerle ya da çeşitli mobil uygulamalarca sızdırılan kişisel verileri kullanarak müşteri profili oluşturması ve kullanıcıların mobil ortamlarda ilgilendikleri konuların belirlenmesiyle yaratılan "kişiselleştirme", etik sorunları ve mahremiyet endişelerini beraberinde getirmektedir. Kişiselleştirme sürecinde/sonrasında elde edilen kişisel verilerin, kişinin rızası ya da bilgisi dışında kullanımının yaratabileceği etik ve mahremiyet ihlallerine ilişkin farkındalığın dijital göçmenlere ve dijital yerlilere göre farklılık gösterdiği halde aynı yasal koruyuculuk çerçevesinde bulunmaları çalışmamız kapsamında araştırma sorunsalı olarak oluşturulmuştur. Araştırmanın amacı, özel hayatın gizliliği temelinde, dijital gözetim ve dijital iz takibinin yol açabileceği mahremiyet ihlalleri ve bu bağlamdaki etik sorunlara ilişkin farkındalık düzeyinin kuşaklar arası farklılığının yol açabileceği sorunlara bilimsel yöntemlerle işaret etmek ve çözüm önerileri sunmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için, dijital göçmen ve dijital yerlilerin dijital gözetime ilişkin farkındalık ve algıları, mobil ortamlarda yayınlanan reklamların izlenme, fark edilme, kullanılma durumları ve mobil ortam reklamlarında gözetim olgusu kapsamında yüz yüze anket tekniği ile elde edilen verilerden hareketle, karşılaştırmalı olarak analiz edilip değerlendirilmiştir.