Özet:
Amaç: RPL'de immünolojik, genetik ve hematolojik faktörlerin rol aldığı bilinmektedir. RPL'nin %50'sini oluşturan "sebebi açıklanamayan RPL"nin (URPL) etiyolojisi henüz tam olarak bilinmemektedir. Gebeliğin devamlılığında immunolojik denge oldukça önemlidir. İnflamasyon ve fagositoz, TAM reseptör kinaz (TYRO3, AXL, MERTK) ve ligandları (GAS6 ve PROS1) aracılığıyla düzenlenir. URPL'de, immün mekanizmanın dengelenmesinde normal gebelere göre faklılık olabileceği düşüncesiyle "URPL'de TAM reseptör kinazlar ve ligandlarının ekspresyon düzeyleri, koryon villus ve desiduada normal gebeliklere göre faklılık gösterir" hipotezini oluşturduk. Hipotezimizi test etmek için URPL, Spontan gebelik kaybı yaşamamış, istemli sonlandırılmış gebelik (TP) ve normal kontrol endometrium (KE) örneklerinde TAM reseptör kinazlar ve ligandlarının, mRNA ve protein ekspresyonlarını karşılaştırarak URPL etiyolojisine yaklaşımda bulunmayı amaçladık. Yöntem: Gruplar (1) URPL (n:5), (2) TP (n:6) ve (3) KE grupları (n:6) şeklinde oluşturuldu. 1 ve 2. gruplarda desidua ve koryon villus materyalleri steriomikroskop altında ayrıldı.Örneklerin, AXL, MERTK, TYRO3, GAS6 ve PROS 1 düzeyleri immünohistokimya, immunoblot ve QPCR yöntemleriyle analiz edildi. Bulgular: Sağlıklı gebelikte, TAM reseptörlerinde artış, GAS6 ligandında azalma gözlenirken PROS1'de belirgin değişiklik belirlenmedi. URPL'de reseptör ve ligandların ekspresyon düzeyi diğer gruplara göre yüksekti. Sonuç: TP ve URPL'de TAM reseptörleri ve ligandlarının desiduada ve koryon villusta ekspresyon farklılıkları bulunmaktaydı. Bu reseptörlerin gebelikte ligandları sınırlandırılarak aşırı fagositotik aktiviteyi engellediği ve immün hücreleri modüle ederek, semiallogenik fetüs'ün reddini önlemeye katkı sağladığını düşünmekteyiz. URPL'de reseptör ve ligand artışlarından, ölüme bağlı fagositik aktiviteyi arttırdığı ve inflamasyonu baskılayarak maternal doku hasarını önlediği sonucuna varıldı.