dc.contributor.author |
Döğüş, İlhan |
|
dc.date.accessioned |
2020-12-04T08:12:21Z |
|
dc.date.available |
2020-12-04T08:12:21Z |
|
dc.date.issued |
2014 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/2380 |
|
dc.description.abstract |
Post Keynesyen yaklaşım çerçevesinde hali hazırda açıklandığı üzere, 1970'te başlayan finanşallaşma süreci, yatırım yapmadan "finansal kar" olanaklarını artırması ve artan "hissedar baskısı" itibariyle yeniden-yatırımı ve böylece sermaye birikimini azalttığından, daha yüksek işsizliğe sebep olmaktadır. Yüksek işsizlik düzeyi ise, daha düşük ücrete çalışacak işçi bulma ihtimalini arttırdığından ve işçi arama süresini kısalttığından "verimlilik kaybını" azaltması itibariyle, firmalar için "işçi değiştirebilme derecesini" artırmakta, ve dolayısıyla işçilerin pazarlık gücünü azaltmaktadır. Başka bir ifadeyle, eğer yüksek yatırım ortamında işsizlik oranı düşükse, daha da uzayacak olan işçi arama süresinden kaynaklı yüksek verimlilik kaybı ve daha düşük ücrete çalışacak işçi bulma ihtimalinin zayıflamasından ötürü "işçi sirkülasyon maliyeti" artacağı için, firmalar çalışan işçileri yeni bir işçiyle değiştirmekle tehdit edemez. Bu durumda işçiler talep edecekleri maaş düzeyini yüksek tutabilirler. Ayrıca son yıllarda işsizlik sigortası bileşenlerindeki kötüleşme işçilerin işsizlik süresinde dayanma güçlerine de ket vurmaktadır. Kısacası finanşallaşma; daha az sermaye birikimine, daha az sermaye birikimi daha yüksek işsizliğe ve daha yüksek işsizlik de daha yüksek "işçi değiştirebilme derecesine" sebep olmakta ve dolayısıyla işçinin pazarlık gücünü azaltmaktadır. Öncelikle "yüksek kar oranı, düşük yatırım ve düşük birikim oranı" ile karakterize edilebilecek finansal kapitalizmi açıklamaya çalışacağız. Daha sonra ise sermaye birikimi ile işsizlik arasındaki ilişkiye odaklanacağız. İddia, "Engle and Granger Two-Step Error Correction Model" kullanılarak, finans temelli deregülasyoncu kapitalizm türünün hegemonize ettiği 1970 ve 2008 yılları arasında Birleşik Krallık ile Almanya'nın gösterdikleri performansların karşılaştırılmasıyla test edilecektir. Bu tercihin arkasında ise, Birleşik Krallık'ın liberal Anglo-Saxon Modeli'nin ve Almanya'nın da Sosyal Piyasa Modeli'nin öncü örnek ülkeleri olması yatmaktadır. Model, kendi hesaplamamız olan işçinin pazarlık gücü ile net sermaye stokunun büyüme oranı olan sermayenin birikim oranından müteşekkildir. Sermaye birikim oranı üzerinden hem finanşallaşmanın yatırım düzeyine negatif etkisini hem de finanşallaşma ile yatırım düzeyindeki değişimleri aynı anda yakalayabileceğimizi varsayıyoruz. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi & University of Hamburg School of Business, Economics and Social Science |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.subject |
emeğin pazarlık gücü, finanşallaşma, işsizlik, sermaye birikimi, işçi değiştirebilme oranı, Almanya, Birleşik Krallık |
en_US |
dc.title |
A Post Keynesian approach on the decrease in bargaining power of labour between 1970 and 2008: Financialisation-induced decline in capital accumulation: comparison of German and UK |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Uluslararası ilişkiler |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Stefan Collignon, Şükrü Erdem |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |