Özet:
Bu çalışmada, İbn Teymiyye (ö. 728/1328) ve Selefî yorumları bağlamında Kur?ân?da mecaza bakışı ele alınmıştır. İbn Teymiyye, İslâmî ilimlerin hemen her birinde, ortaya koyduğu fikirleriyle, İslam düşüncesine büyük katkı sağlayan çok yönlü bir alimdir. Siyasî, fikrî ve sosyal hareketliliğin yoğun olduğu bir dönemde yaşayan İbn Teymiyye, Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855)?den sonra Selefî düşüncenin en önemli temsilcisi olmuştur. Ona göre Selef; Kur?ân ve sünnete aykırı yaklaşımları bid?at olarak değerlendiren, haberî sıfatlar konusunda teşbih ve ta?tile düşmeyen, Kur?ân?ın mahlûk olmadığına inanan, sahabe, tâbiîn ve etbâu?t-tâbiîn?in de içerisinde bulunduğu insanlar topluluğudur. İbn Teymiyye?den sonra, Selefî düşüncenin temsilciliğini yapan Vehhabîlik, her ne kadar savunduğu esasları ona dayandırsa da, özellikle şirk ve bid?at anlayışları itibarıyla onun görüşlerinden ayrılmıştır. İbn Teymiyye?nin nasları anlama ve yorumlama sistemi içerisinde, Selef?e bağlılık düşüncesinin önemli bir yeri vardır. Kur?ân?da mecaza bakışı da bu Selefî anlayış çerçevesinde şekillenmiştir. İslam alimlerinin büyük çoğunluğu, Kur?ân?da mecazın varlığını kabul ederken, azınlıkta kalan bir grup mecazı reddetmiştir. İbn Teymiyye de Kur?ân?da mecazın varlığını reddeden âlimlerdendir. Onun bu düşüncesinin, dilsel ve itikadî olmak üzere iki esasa dayandığı anlaşılmaktadır. Dilsel gerekçeler ışığında, mecaza konu olan ayetlere yaptığı izahlar, mecazı kabul edenlerin izahlarıyla birebir örtüşmektedir. Bu sebeple, onun mecaza karşı çıkmasında dilsel gerekçelerden ziyade itikadî kaygıların etkili olduğu söylenebilir. Bu itikadî kaygılardan birincisi, Mürcie?nin; imanı, kalbin tasdiki anlamında hakikat, amelleri kapsaması anlamında mecaz olarak kabul etmesidir. Diğeri ise, Cehmiye ve Mutezile başta olmak üzere, haberî sıfatları mecazı kullanarak tevil eden yaklaşımlardır. Bu çerçevede İbn Teymiyye, Yedullah/Allah?ın eli tabirini `Allah?ın zatına mahsus ve keyfiyetini sadece kendisinin bildiği iki elinin bulunduğu? şeklinde yorumlamıştır.