Abstract:
Araştırma, kalp yetersizliği olan hastaların ve bakımverenlerinin anksiyete-depresyon düzeylerini, yaşam kalitelerini değerlendirmek, birbirleriyle ilişkisini incelemek ve bunları etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla analitik olarak planlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Polikliniği ve Kliniğine başvuran, araştırmaya katılmayı kabul eden, kalp yetersizliği tanısı alan 150 hasta ve 150 bakımveren oluşturmuştur. Veriler, hastalara ve bakımverenlerine anket formu uygulanarak toplanmıştır. Verilerin toplanmasında Hasta Bilgi Formu, Bakımveren Bilgi Formu, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği'nden yararlanılmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS-11 istatistik paket programı kullanılmıştır. Tüm veriler için tanımlayıcı istatistikler, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği'ni etkileyen değişkenler için stepwise yöntemi ile çoklu regresyon analizleri, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği arasındaki ilişkinin varlığını ölçmek için korelasyon testleri yapılmıştır.Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, hastaların ve bakımverenlerinin yaşam kalitelerinin orta düzeyin altında, anksiyete depresyon düzeylerinin ise eşik değerin üstünde ve yüksek olduğu bulunmuştur. Hastaların yaşam kalitelerini ve anksiyete-depresyon düzeylerini; yaş, sağlık durumu, eğitim, hastaneye yatış sayısı, cinsiyet, başka bir kronik hastalığın varlığı, yaşanan semptomlardan ödem, aktivite kısıtlılığı, göğüs ağrısı, uyku problemi ve nefes darlığı gibi değişkenlerin etkilediği görülmüştür. Bakımverenlerin yaşam kalitelerini ve anksiyete-depresyon düzeylerini ise; yaş, cinsiyet, sağlık durumu, eğitim, hastalıkla ilgili bilginin varlığı, aile içinde alınan sorumluluk, evde hasta ile yaşanan sıkıntı gibi değişkenlerin etkilediği belirlenmiştir. Hastaların ve bakımverenlerin yaşam kaliteleri ve anksiyete-depresyon düzeyleri arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda önerilerde bulunulmuştur.