Abstract:
Çalışmamızı, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalında genel anestezi ile en az iki saat sürecek elektif jinekolojik intraabdominal operasyon geçirecek, ASA I ve II gruplarında yer alan 32-65 yaş arası toplam 60 kadın hasta üzerinde gerçekleştirdik. Yirmişer kişilik üç gruba ayırdığımız olgularımızın tümüne aynı anestezi yöntemi uygulandı. Entubasyon sonrası SVB ölçümü için tüm hastalara santral venöz kateter takıldı ve monitörize edildi. Kan gazı analizleri ile tüm gruplarda PCO2?nin sabit tutulması sağlandı ( yaklaşık 40 mmHg). İlk cilt insizyonu ile beraber her iki koldan ayrı ayrı 10 ml/kg/saat?lik bir hızla (toplam 20ml/kg/saat) verilmek üzere Grup I?de izotonik NaCl, Grup II?de izotonik NaCl + ringer laktat, Grup III?de ise ringer laktat infüzyonlarına başlandı. Sıvı infüzyonuna başlamadan önce, infüzyona başladıktan sonra 5., 10., 20., 30., 45., 60., 90. ve 120. dakikalarda SKB, DKB, OKB, SVB, SPO2 ve KAH?ları ölçülüp kaydedildi. Ayrıca yine infüzyon öncesi ve infüzyondan itibaren 30., 60., 90. ve 120. dakikalarda kan gazı ve kan biyokimya ölçümleri yapılarak hastaların pH, PCO2, PO2 , Htc, Hb, Na+, K+, Ca++, Cl-, glukoz, laktat, BE, HCO3, kan osmolaritesi ve total protein değerleri ölçülüp kaydedildi. Operasyon bitiminde her üç gruba ait hastalar ayılma odasında tam oryante olduklarından itibaren 30 dakika daha tutulduktan sonra servislerine gönderildiler. Kan gazı ve biyokimya sonuçları alındıktan sonra tüm hastalar için her örnekteki anyon gap, SID ve Prot- değerleri hesaplandı. Her üç grupta saptanan değerler, karşılıklı olarak ve literatürde mevcut bulgularla tartışıldı. Yaptığımız araştırmada gruplar arasında SKB, DKB, OKB, KAH ve SPO2 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (p0,05). Grup içi değerlendirmelerde ise Grup I?de iki saat boyunca Grup II?de ise ilk bir saat boyunca pH, HCO3, anyon gap ve SID değerlerinde anlamlı azalmalar; Cldeğerinde anlamlı bir artış olduğu görüldü (p0,05). Grup IIde ikinci saat boyunca, Grup IIIde ise iki saat boyunca bu değerlerden sadece SID değerinde anlamlı fakat diğer gruplara göre daha az olan bir azalma izlenirken pH, HCO3, anyon gap ve Cl- değerlerinde değişiklik izlenmedi (p0,05). Grup I?de yirmi hastanın 14 tanesinde pH değeri 7,35 ve altına düştü, yani asidoz gelişti (Hiperkloremik metabolik asidoz). Bu asidotik değişiklikler klor uygulanması ile ilgiliydi ve klorun en büyük kaynağı ise uygulanan izotonik NaCl solüsyonu idi (dilüsyonel asidoz). İzotonik NaCl solüsyonunun uygulanma miktarı ve süresiyle doğru orantılı olarak asidoza olan eğilim artmaktaydı. Ringer laktat solüsyonu uyguladığımız hastalarda ise iki saat boyunca asit-baz dengesinde önemli bir değişiklik izlemedik. Sonuç olarak uzun süreli ve hızlı kristaloid sıvı infüzyonu uygulanması gereken durumlarda hastaların kan gazı ve elektrolit değerlerinin yakından takip edilmesi gerektiği; izotonik NaCl?e bağlı asidotik değişiklikleri engellemede ringer laktat solüsyonunun iyi bir alternatif olabileceği kanaatindeyiz.