Abstract:
Transglutaminaz (TG) hücredışı matriks moleküllerini kovalent olarak bağlayarak dokuların yapılarını stabilize eden bir enzimdir. Zona pellusida, tüm Eutheria sınıfı (plasentalı) memelilerin ovositlerini çevreleyen saydam, hücredışı, glikoprotein yapıda bir matrikstir. Ovosite özgü bu yapı, folikülogenez süresince sentezlenir ve gebeliğin pre-implantasyon aşamasına değin kalıcıdır. Zona pellusidamn ince yapısı, biyokimyasal kompozisyonu ve biyolojik fonksiyonları gerçekleştirmek için gerekli olan moleküler mekanizmaların anlaşılması hem infertilite hem de yeni doğum kontrol yöntemlerinin geliştirilmesinde klinik öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı, TG immunoekspresyonunu döllenmemiş ve döllenmiş sıçan ovositlerinde belirleyerek, zona pellusidamn fonksiyonel özellikleriyle korelasyonunu kurmak ve TG enzimi ile sperm blokajı arasında bir ilişkinin olup olmadığım araştırmaktır. Ergin dişi Rattus norvegicus türü sıçanlar (n=36, 18 döllenmemiş, 18 döllenmiş) PMSG ve hCG ile süperovule edildi; fertil ya da vazektomize erkeklerle çifüeştirildi. Toplanan ovositlerde immunohistokimyasal olarak TG immünoekspresyonu, elektron mikroskobik olarak ince yapılan incelendi. Ayrıca western-blot tekniğiyle de ovaryum dokusunda TG ekspresyonu araştırıldı. Döllenmeden önce, sadece ovosit membranı ve kortikal sitoplazmik bölgeler kuvvetli TG immünopozitif olmasına karşın, döllenmeden sonra, kortikal sitoplazma daha az pozitifti; ovosit membranı ve perivitellin aralık daha fazla TG immunoreaktivitesi gösterdi. TG ekspresyonu aşamalı olarak yeni oluşmuş zigot ve 2-hücreli embriyonun zona pellusidasmda artarken, sitoplazma ve perivitellin aralıkta azaldı. TG aktivitesi ile korteks granüllerinin oluşumu ve salınımı arasında belirgin bir ilişki gözlendi. Sonuç olarak, TG immunoreaktivitesi ile döllenmeyi takiben monospermik bariyerlerin oluşumu arasında bir ilişkinin olduğu gözlenmektedir. Elektron mikroskobik olarak ZP gözenek çapı döllenmeden sonra anlamlı bir şekilde azaldı (pO.001). Halbuki ovosit ve zigotun çaplan arasında anlamlı bir fark yoktu. Ovositin yüzeyindeki gözenekler daha tekdüzeydi. Aksine zigotların gözenekleri çeşitli ve daha küçüktü. Zigotların ZP yapısı daha yoğundu. Çalışmamızda sıçan ovositi ve embriyolarında bölgesel ve zamansal heterojen bir TG immunoreaMvitesinin belirlenmesi zona pellusidamn döllenmedeki rolü açısından ilginçti. Aynca, ZP yapısının embriyolarda daha kompakt olması da zonanın bariyer görevini kanıtladı.