Abstract:
Leptin aslında yağ dokusunda bulunmakla beraber, plasental leptin olarak da bilinen bir proteindir. Plasentada leptin, fetal / plasental büyüme faktörü olarak kabul edilmesine ilaveten plasental anjiyogenez ve immün düzenlemede de rolü olduğu yönünde görüşler vardır. Preeklampsi fetö-plasental unitin bozulmasıyla yakından ilişkili olduğundan, bu çalışmada leptin ve leptin reseptörünün plasental fonksiyondaki muhtemel rolleri imrnunohistokimyasal olarak ve elektron mikroskopik düzeyde belirlenmeye çalışıldı. Çalışmaya gebeliğin 33-40. haftaları arasında bulunan 8 normal (ort. 30.00±4.35 yıl) ve 8 preeklamptik (ort. 28.80±2.94 yıl) gebe kadın dahil edildi. Işık ve transmisyon elektron mikroskopu çalışmaları için toplanan plasenta örneklerine rutin histolojik takip teknikleri uygulandı. Parafin bloklardan alınan kesitler leptin, leptin reseptörü, vimentin ve sitokeratin 7 (CK-7) antikorları ile boyandı. Leptin ve leptin reseptörünün bu dokularda ortaya çıkışları ile dağılımlarına bakıldı. Aynı şekilde, elektron mikroskopik düzeyde preeklamptik plasentalarda ince yapı değişiklikleri belirlenmeye çalışıldı. Normal plasentada, leptin proteini ve reseptörü villus trofoblastlannda ve ekstra villöz trofoblastlarda kuvvetli immünoreaktif olduğu halde, villus stromal hücrelerinde ve endotel hücrelerinde zayıf immünoreaksiyon gösterdi. Normal plasentada leptin ve leptin reseptör antikorları ile görülenler preeklamptik plasentada da gözlendi, fakat boyanma şiddeti normallere göre preeklamptik plasentalarda daha kuvvetliydi. Elektron mikroskopik düzeyde, normal plasentalarla karşılaştırılan preeklamptik plasentalarda sinsisyotrofoblastlardan dökülen mikrovillüs sayısında görünüşe göre artışlar vardı. Sinsisyal çıkıntıları oluşturan hücrelerin nükleuslannda apoptoz belirtisi olan piknotik nükleus yığınları gözlendi. Sonuç olarak, preeklamptik plasentalarda, villus yüzey epitelinde leptin reseptörü artışlarına bağlı olarak leptin transportu normalden daha hızlı gerçekleşebilir. Bu gözlemlere dayanarak, leptin ve leptin reseptörünün preeklamptik gebelerde intrauterin büyüme geriliği olaylarına katılabileceği ifade edilebilir.