dc.contributor.author |
Başçetin, Serdar |
|
dc.date.accessioned |
2023-04-18T09:36:04Z |
|
dc.date.available |
2023-04-18T09:36:04Z |
|
dc.date.issued |
2021 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/6851 |
|
dc.description.abstract |
Sinema sanatı, ortaya çıktığı ilk andan itibaren kitlesellik açısından hiçbir sanat dalının ulaşamayacağı bir noktaya ulaştı ve bu durum zaman içerisinde hızını hiç kaybetmedi. Sinema insanları sadece eğlendiren, onların keyifli zaman geçirmesini sağlayan bir araç olmadı, aynı zamanda insanları bilgilendiren, onları çeşitli konularda bilinçlendiren bir işleve de sahip oldu. Kadınların toplumsal mücadelesi, sinemanın bir sanat dalı olarak dünya sahnesinde belirmesinden önce mevcuttu, bu mücadele sinemanın varlığı ile kesişti ve sonrasında da devam etti. Sinema sanatının da desteğini alma ve mücadelesinde sinemanın gücünden yararlanma konusunda her daim ısrarcı olan kadın mücadelesinin hala alacağı epeyce yolun olduğu konusunda bir şüpheye yer olmadığı açıktır. Kadınların tarih boyunca verdikleri özgürleşme ve insan haklarının iki toplumsal cinsiyet arasında eşit olarak paylaşılması mücadelesi insanlık tarihinin en uzun soluklu ve en ısrarcı toplumsal direnişlerinden biridir. Kadınların özgürlük arayışı insanların farklı kimlikleriyle bir araya gelebildikleri kentlerde yoğunlaşmış ve kentler her türlü sosyal mücadelenin olduğu gibi kadın direnişinin de merkezi haline dönüşmüştür. Coğrafyamızın tarihinde de özellikle Batı etkisinin belirginleşmeye başladığı 19. yy'dan itibaren kadın mücadelesi görünür olmaya başlamıştır. Pek çok toplumsal alanda olduğu gibi erkek egemen bir anlayışı yansıtan sinema da kadınların mücadelesi sonucu dönüşmeye başlamıştır. Feminist anlayışın belirleyici olduğu kadın odaklı anlatım, sinemayı da kadın özgürlük mücadelesinin önemli bir alanı haline getirmiştir. Kadınların kentlerde özgürleşme arayışı sinema üzerinden önemli bir aktarım ve gösterim şansı elde etmiştir. Ülkemizin sinema geleneğinde de erkek egemen kodlar belirleyici haldedir. Özellikle 1990'ların ikinci yarısından itibaren yükselişe geçen "Yeni Türkiye Sineması" akımı da bu bakımdan çok ciddi bir değişim yaratma olanağı bulamamıştır. Ancak bu akımın kurucu isimlerinden olarak görebileceğimiz Yeşim Ustaoğlu bu konuda ayrı bir yerde durmaktadır. Kendisini feminist olarak tanımlamasa da, özellikle kariyerinin son dönemlerinde kadın sorunlarını odağına alan filmler çekmiş ve kadınların yaşadığı sorunları dert edinen ürünler ortaya koymuştur. Bu çalışmada Yeşim Ustaoğlu'nun son üç filmi olan Pandora'nın Kutusu, Araf ve Tereddüt içerik analizi yöntemi ile incelenmiş ve kadın mücadelesinin kentsel alandaki özgürleşme pratiklerinin bu filmlerde nasıl yansıtıldığı irdelenmeye çalışılmıştır. Tezin bütününde kadınların kentte özgürleşme mücadelesi, sinemada bunun yansımaları ve sinemamızda da Yeşim Ustaoğlu eserleri özelinde nasıl işlendiği gibi konulara değinilmiştir. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.subject |
Kent Hakkı, Feminizm, Feminist Film Kuramı, Yeşim Ustaoğlu sineması |
en_US |
dc.title |
Yeşim Ustaoğlu sinemasında kadının mekanda temsili |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Diko, Gülay Yılmaz. |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |