dc.contributor.author |
Cantürk, İsmail Utku |
|
dc.date.accessioned |
2023-02-08T07:50:00Z |
|
dc.date.available |
2023-02-08T07:50:00Z |
|
dc.date.issued |
2021 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/6217 |
|
dc.description.abstract |
"Olması gerekeni kurgulamaktan" uzak durarak "olanı olduğu gibi açıklamayı" amaç edinen realizm, Uluslararası İlişkiler disiplininde en çok kullanılan teoridir. Devletlerin temel amacının anarşik uluslararası ortamda hayatta kalmak olduğunu öne süren realist teoriye göre en "gerçek" beka tehditleri askeri tehditlerdir. Fakat yıkıcı gücü Sanayi Devrimi'nden günümüze katlanarak artan antropojenik çevresel bozulma, 21. yüzyılda bir "çevre krizi" olarak tanımlanabilecek boyuta gelmiştir. Çevre krizi, küresel iklim değişikliği başta olmak üzere gezegendeki tüm biyolojik yaşamın varlığını tehlikeye sokan birçok tehdidi beraberinde getirmiştir. Küresel ısınma, kutup buzullarının erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, su kaynaklarının tükenmesi ve besin arzının tehlikeye girmesi sonucunda dünya üzerinde insan yaşamına ve tarıma elverişli topraklar gittikçe azalmakta, küresel sıcaklık ortalamalarının yaşanabilir düzeyin üstüne çıkması riski giderek belirginleşmektedir. Dahası, çevre krizinin mevcut etkileri ve gelecekte yol açacağı sorunlar, üzerinde geniş çaplı bilimsel konsensüsün bulunduğu ampirik veriler ile ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla çevre krizi, realist paradigmanın tanımladığı uluslararası sistem ve devlet için son derece "gerçek" varoluşsal tehditler barındırmaktadır. Çevre krizi, realist teorinin temel kuramsal varsayım ve mekanizmalarında da doğrudan belirleyici rol oynamaktadır. Ancak "gerçekte olanı, olduğu gibi analiz etmeyi" hedefleyen realist teori, çevre sorunlarını "birincil politika-ikincil politika" (high politics-low politics) dikotomisi üzerinden bir "ikincil politika" konusu olarak tanımlamaktadır. Realizm ulusal güvenliği tehlikeye atan tüm tehditleri bir "birincil politika" konusu olarak ele aldığını öne sürmektedir; realizm-çevre ilişkisinin insan merkezli (anthropocentric) olarak tanımlanması çevre krizini önemsizleştirerek büyük bir teorik tutarsızlık doğurmaktadır. Realizm-çevre ilişkisinin doğa merkezli (ecocentric) bir bakış açısına kavuşacak şekilde değişmesi, bu teorik tutarsızlıkları giderebilecektir. Bu değişim, realizm ile Uluslararası İlişkiler disiplini arasındaki kuvvetli bağlantıdan dolayı özellikle iklim krizinin yaratacağı etkileri azaltmaya ve küresel adaptasyon politikalarını hızlandırmaya katkı sunabilecektir. Antroposen eskatolojisi üzerine inşa edilen "gezegensel realizm" (planetary realism) yaklaşımı ise, realizmde gerekli görülen değişimin uygulanmasında etkili bir yol haritası olabilecektir. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.subject |
Realizm, hayatta kalma, varoluşsal tehdit, Antroposen, çevre krizi |
en_US |
dc.title |
Uluslararası ilişkilerin realist teorisi ve çevre krizi |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Uluslararası ilişkiler |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Atvur, Senem. |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |