dc.description.abstract |
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi Çocuk Kliniğinde Nisan 1983-Nisan 1994 anısında 11 yıllık süre içinde Ü.E tanısı alan ve minimum 1 ay takip edilen %61.8'i kız, %38.2'si erkek 217 çocuk 66 parametreli bir form uygulanarak retrospektif olarak analiz edildi. Hastaların %43.8'inin 0-2 yaş arasında, %19.4'ünün 0-6 ay arasmda olduğu ve bu yaş gruplarında erkek çocukların daha yüksek risk altında olduğu gözlendi. Her üç hastadan birinin ailesinde üriner sistem patolojisi olduğu öğrenildi. İzlenen hastaların %50.8'inde enfeksiyon tekrarladı. Enfeksiyon etkeni olarak %63.7 E.Coli, %20.7 Proteus, %7.4 Klebsiella, %4.8 Pseudomonas, %1.4 Enterobakter, %1.2 Stafilokok saptandı. Bu bulgular literatür bilgileri ile uyumlu idi. 38 hastada (%17.5) komplike Ü.E olduğu görüldü. Profilaksi tedavisi, Komplike Ü.E'u olan 25, olmayan 36 (toplam 61) hastaya, 3 aylık takip sûresi içinde en az 2 enfeksiyon atağı göstermeleri nedeni ile uygulandı. Profilaktik ajan olarak 105 girişimden %53.3'üne Tmp-Smx (3 mg/kg, geceleri tek doz), %46.7'sine nitrofurantoin (1 mg/kg, geceleri tek doz) kullanıldı. Bu oran komplike Ü.E'larda %60 ve %40, komplike olmayanlarda %50 ve %50 sekimde dağılım gösterdi. Profilakside amaçlanan, hastamn enfeksiyon kriterlerinin kaybolması, komplike olmayanlarda (%98.6) ve olanlarda (%94.3) benzer oranlarda sağlandı (P>0.05). Tmp-Smx ile komplike olmayanlarda %98, komplike olanlarda %90.5 oranında basan sağlandı. Elken Klebsiella olduğunda bu ajanm başarısı %80 olarak saptandı. Nitrofurantoin ile tüm hastalarda ve tüm ajanlarda %100 başarı sağlandı. Her iki ajanm uygulanmasında belirgin yan etki gözlenmedi. Profüaksinin ikinci amacı olan 1 yıl süre ile hastada enfeksiyon saptanmaması öngörüsü uygulama süreleri ile karşılaştırıldı. Profilaksi suresinin 1 ay olmasının, 3 aylık süreye göre anlamlı derecede yetersiz olduğu, 6 ay profilaksi uygulanmasının 3 aylık sürenin başarısından farksız olduğu (PX).05) saptandı. 6 ay süreli uygulama yapılan grupta hasta sayısının az olmasının, sonucu etkilediği düşünüldü. Profilaktik ajanlar gözönüne alındığında bir aylık tedavide aynı derecede etkili oldukları, tedavi süresi uzadıkça Tmp-Smx'un, 1 yıllık enfeksiyonsuz süre sağlama oranının aritmetik olarak arttığı gözlendi. Sert normal sınırları aşan; komplike O.E'lu 3 hastada profilaksi uygulanan ort.30.6 ay süre içinde Serînde yükselme gözlenmez iken; komplike patolojisi olmayan, profilaksi verilmeyen 4 hastamn ort.20.5 aylık takibinde tümünün Ser değerlerinde (ortl.25 mg/dl) yükselme saptandı. H.Tu olup, Scr*i normal olan 3 hastamn takibinde de, profilaksi almayan hastanın böbrek fonksiyonlarının hızla bozulduğu gözlendi. Profilaksi uygulanan 61 hastamn, tedavi sırasında ve takiplerinde DMSA ve DTPA gibi testlerin yeterince uygulanmadığı saptandı. Sonuç olarak Ü.E'un ilk 2 yaşta gözardı edilmemesi, radyolojik incelemelerin gerektiği şekilde uygulanması, komplike Ü.Elarm da profilaktik tedaviden etkin bir şeküde yarar göreceği, profilakside her iki ajanm da yeterince başarılı olduğu, bir aylık profilaksi süresinin yetersiz olduğu, 3 aylık sürenin uygulanıp, gözlemde gerekirse daha uzun süreli tedavi yapılmasının daha uygun olduğu, Serî normal sınırları aşan, H.Tu olan ve/veya piyelonefritak bulguları olan hastalarda, idrar kültürîerinin daha özenli takip edilmesi gerektiği; idrarın steril olduğu koşullarda da, böbrek fonksiyonlarını koruyucu diğer yöntemlerin gözönüne alınmasının gerektiği, profilaksi tedavisinin bu hastalarda uygulamaya değer olduğu kanılarına varıldı. |
en_US |