dc.description.abstract |
Farklı ülkelerden insanların etkileşiminin her geçen gün arttığı küresel bir dünyada kültür ve külturel farklılıklar giderek farkına varılan ve insan ilişkilerinde yer bulan öğeler haline gelmiştir. Külturel farklılıklara göre yönetim belirlemek ve var olan farklılıkları başarılı bir şekilde yönetebilmek günümüzde bir zorunluluk olarak işletme yönetiminin bileşenlerinden biri olmuştur. Bu bağlamda külturel farklılıkların yönetilmesinde çeşitli örgütsel ve bireysel stratejiler bulunmakta birlikte bu stratejilerin en önemlilerinden birisi de motivasyondır. Nitekim ilgili yazın incelendiğine global liderlerin başarısının temel kaynaklarından birinin , kültürlerarası düzlemde çalışanları farklı motive edici güdü setlerini anlaması ve buna göre yönetsel uygulamaları gerçekleştirmesi gerekliliğidir. Örgütlerde örgütsel amaçların gerçekleştirebilmesi, başarılı bir performans gösterebilmesi ve pazarda varlıklarını sürdürebilmesi sahip oldukları kaynakları verimli ve etkin bir şekilde kullanmalarına bağlıdır. Örgütlerin en önemli ve en değerli kaynaklarından biride çalışanlardır. Bugün çalışma hayatında insan öğesi en yüksek değer olduğu kanıtlanmıştır. Bir çalışma sonucunda başarıya ulaşmak bu yüksek değeri verimli ve etkili kullanmaya bağlıdır.İnsanı verimli çalıştırmak ise onu en iyi şekilde motive etmekle mümkün olmaktadır. İşletme içerisinde insan kaynaklarını bitirip tüketilecek değil, üzerinde yatırım yapılacak değerler olarak görmeleri ve buna göre davranmaları gerekmektedir. İnsanlar, kendilerinin duygu ve düşüncelerine değer verildiği, temel ihtiyaçlar ile gelişim ihtiyaçlarının karşılandığı, yetki kullanarak işletmelerin başarısında etkili oldukları, kendi motivasyon profillerine göre ödüllendirildikleri ortamlarda çalışmak istemetedirler. Organizasyonlarda işgörenleri mutlu ve huzurlu kılacak faktörleri sürekli aramakvebu faktörlere ulaşmak konusunda yöneticilere büyük görev düşmektedir. Motivasyonun sürecinin sadece insan davranış ve hareketlerinde gözlemlenebilir olması oldukça önemlidir. Kişinin motive olup olmadığı davranışlarından anlaşılabilir.Yöneticinin çalışanları üzerinde yüksek düzeyde motivasyon sağlayabilmesi için ise insan davranışlarını anlamaya çaba göstermesi gerekir. Yukarıda belirtilenler özellikle turizm sektörünü çok yakından ilgilendirmektedir. Turizm sektöründe yer alan ve emek yoğun bir özelliğe sahip olan konaklama işletmelerinin başarısı büyük oranda işgören verimliliğine bağlıdır. Bu nedenle konaklama işletmeleri işgörenlerin performansını artırmak, toplam verimliliği ve etkililiği geliştirmek için işgörenleri motive edici teşvikleri hayata geçirmek durumundadırlar. Zira motivasyon hayatın her alanında ortaya çıkan, özellikle çalışma hayatında başarıyı etkileyen faktörlerden biridir. Alan yazınında Hofstede farklı kültürlerden gelen çalışanların farklı biçimlerde motive edilebileceğini öne sürmüştür. "Farklı kültürel arka alanlar, motivasyonel güdülerin nispi önemi üzerinde farklı etkilere sahiptir" düşüncesinden hareket eden bu araştırmanın temel amacı farklı kültürlere mensup otel çalışanların içsel ve dışsal motivasyon faktörlerini belirlemek ve bu faktörlerin demografık değişkenler açısından farklılıklarıni incelemektir. Çalışma üç bölümden oluşmuştur. İlk bölümde motivasyon konusu ve teoremleri açıklanmış, ikinci bölümde kültürel bağlamında motivasyon olgusu incelenmiş ve son olarak üçüncü bölümde ise Motivasyon faktörlerine kültürel bir bakış: Türkiye, İtalya, Gürcistan örneği adlı araştırmaya yönelik veri ve bulgular sunulmuştur. Nicel araştırma yönteminin benimsendiği araştırma sonucunda Türk, İtalyan ve Gürcü otel çalışanlarının içsel ve dışsal motivasyon düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu, genel motivasyon düzeyleri cinsiyetlerine, medeni durumlarına göre anlamlı bir farklılık göstermezken fakat genel motivasyon düzeyleri yaş gruplarına göre, eğitim seviyelerine göre anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna bulgulanmıştır. |
en_US |