dc.description.abstract |
Artan gıda ihtiyacını ve sürekliliğini sağlamak, toplumların ekonomik ve yaşamsal bir zorunluluğudur. Özellikle entansif tarımın yapıldığı Akdeniz sahillerinde, yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar ve yüksek nem, sera alanlarındaki üretimi imkânsız kılmaktadır. Bu önemli sorun, üreticileri ve yatırımcıları söz konusu aylarda üretimin yapılabildiği yayla alanlarına yönlendirmiştir. Son yıllarda kontrolsüz ve çok hızlı yayla seracılık faaliyetlerinin arttığı yerlerden bir tanesi de Antalya'nın Elmalı ilçesidir. Çalışma alanı olarak seçilen Elmalı ilçesinde, üç farklı fizyografik ünite üzerinde, zamansal ve mekânsal değişimin belirlenmesi hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında eski göl tabanları ve alüviyal yelpaze fizyografik ünitelerinde çalışılmıştır. Eskihisar bölgesinde, Pansharp yapılmış 2009 ve 2016 yıllarına ait sırasıyla 0,4m yersel çözünürlüklü GeoEye-1 ve 0,5m WorldView-3 uydu görüntüleri, Gölova-Çukurelma bölgesinde 2008 ve 2016 yıllarına ait sırasıyla 0,6m yersel çözünürlüklü QuickBird-2, 0,5m yersel çözünürlüklü GeoEye-1 uydu görüntüleri, son olarak Beyler bölgesinde 2011 ve 2016 yıllarına ait 0,5m yersel çözünürlüklü WorldView-2 ve 1,5m yersel çözünürlüklü Spot-7 uydu görüntüleri kullanılmıştır. Kontrollü sınıflama tekniklerinden biri olan Maksimum Likelihood tekniği ile yapılan sınıflandırma sonucunda raster veriden hesaplanan toplam sera varlığı, yersel olarak ölçümler ile oluşturulmuş hâlihazır vektör verilerden hesaplanan toplam sera varlığı ile kıyaslanarak, çalışmanın doğruluğu hesaplanmıştır. En güncel tarihler ve sınıflandırma sonuçları değerlendirildiğinde, fizyografik üniteler ve sera üretim alanları sırasıyla, alüvyal araziler üzerindeki Eskihisar bölgesinde 126,19 ha, çok eski göl tabanı ve alüvyal yelpazeyi içerisine alan Gölova-Çukurelma bölgesinde 104,41 ha, ve son olarak da eski göl tabanı arazileri üzerindeki Beyler bölgesinde 38,23 ha tespit edilmiştir. Seracılık faaliyetlerinin yüzdesel olarak artışı zamana bağlı olarak değerlendirildiğinde, en yüksek artışın Gölova-Çukurelma bölgesinde (%313,51), ikinci olarak Eskihisar bölgesinde (%166,27) ve en az artışın ise yine eski bir göl tabanı fizyografyası olan Beyler bölgesinde (%61,35) olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın doğruluk oranları incelendiğinde, en yüksek doğruluk Eskihisar bölgesine ait 2009 yılı görüntüsünden (%94,83), 2016 yılında (92,04), Gölova-Çukurlema 2008 yılı (89,33), 2016 yılı en düşük doğruluk (83,52), Beyler bölgesine ait 2011 yılı (87,72), 2016 yılı (83,95) olarak elde edilmiştir. |
en_US |