Abstract:
Araştırma, liseli kız öğrencilerin sözel cinsel tacizle karşılaşma ve baş etme durumları ile kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini Antalya il merkezindeki liselerde okuyan araştırmaya katılmayı kabul eden 500 kız öğrenci oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen soru formu ve Somer tarafından geliştirilen "Kişilik Özellikleri Ölçeği"nin çalışma için yeniden düzenlenmiş şekli kullanılmıştır. Soru formu ve ölçek uygulanmadan önce araştırma hakkında yazılı ve sözlü açıklama yapılmış ve onay alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS paket programı, frekans, yüzde, ki-kare testi, student's t testi, faktör analizi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmaya katılan liseli kız öğrencilerin tamamının en az bir kez de olsa sözel cinsel tacize maruz kaldıkları saptanmıştır. Öğrencilerin çoğunluğunun sözel cinsel tacizi normal olmayan bir davranış olarak algıladıkları ve sözel cinsel taciz uygulayan kişilerin çeşitli bireysel özellikleri nedeniyle farklı olduklarını düşündükleri saptanmıştır. Sözel cinsel taciz sonrası liseli kız öğrencilerin genellikle bilgi almadıkları, taciz sonrası genellikle yardım istemedikleri, genellikle öfke ve tedirginlik deneyimledikleri ve tacizin önlenemeyeceğini düşündükleri bulunmuştur. Liseli kız öğrencilerin sözel cinsel tacizle karşılaşmamak için yaşamlarında değişiklik/kısıtlama yapmak eğiliminde olduğu ve az da olsa sözel cinsel taciz konusunda bilgi almalarının yardım isteme davranışlarını olumlu yönde etkilediği bulunmuştur. Sözel cinsel taciz sonrası yaşadıkları duygularla baş etmede, etkin baş etme yöntemlerini kullanan genç kızların daha dışadönük, güvenilir, sorumluluk sahibi ve duygusal dengelilik özelliklerinin fazla olduğu, içedönük, sorumsuz ve duygusal olarak dengesiz olanların daha çok etkin olmayan baş etme mekanizmaları kullandıkları bulunmuştur. Ancak kişilik özelliklerinin baş etme ve sözel cinsel tacizin önlenmesi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkisinin olmadığı saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda liseli kız öğrencilerin sözel cinsel tacizle karşılaşma ve başetme durumlarında etkili olacak, hemşirenin rolünün etkinliğini arttıracak ve insanlarda, kurumlarda ve toplumda sözel cinsel tacizin bir sağlık sorunu olarak ele alınmasını sağlayacak önerilerde bulunulmuştur.