dc.description.abstract |
Meme kanseri, batı dünyasında kadınlarda en sık görülen kanser türüdür ve kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde de bu alandaki veriler benzerlik göstermektedir. Meme kanserinin klinik davranışı uzun bir doğal seyir ve heterojenite ile karakterlidir. Histolojik tip ve evreye bağlı olarak bu seyir daha hızlı ve agresif olabilmektedir. Metastatik meme kanserinin klasik tedavi yöntemleriyle tam şifayla sonuçlanmayacağı (inkürabl) kabul edilir. Metastatik hastalık ortaya çıktıktan sonra medyan sağkalım genellikle 3 yıldır. Hastaların bir kısmı yaşam kalitesi bozulmaksızın yıllarca yaşayabilir. Metastatik meme kanserinde deneysel amaçlı tedaviler dışında temel yaklaşım semptomların palyasyonu ve yaşam kalitesinin artırılmasıdır. İleri evre meme kanserinde tedavinin belirlenmesi güçtür, çünkü klinik seyir hastaya göre farklılıklar gösterebilmektedir. Hızlı ilerleyen, yaygın organ tutulumu olan (özellikle karaciğer ve lenfanjitik yayılımlı akciğer), adjuvan tedavi sonrası hastalıksız intervali iki yıldan kısa olan, endokrin tedaviye yanıtsız hastalarda kemoterapi gündeme gelmektedir. Metastatik meme kanserinde yaygın olarak kullanılmış ve etkinliği bilinen antineoplastik ajanlarla (doxorubicin, epirubicin, siklofosfamid, 5 fluorourasil, metotrexate ve mitomycin) monoterapi ile elde edilen yanıt oranları, daha önce tedavi uygulanılmamış olgularda % 26-53, metastatik hastalık için kemoterapi uygulanmış hastalarda % 4-29 arasında değişmektedir. Antrasiklinler, özellikle doxorubicin ve analogları en etkin ajanlar arasında yer almaktadır. Antrasiklin içeren rejimlere dirençli olan veya antrasiklin içeren rejim uygulanmasını takiben nüks olan metastatik meme kanserli hastalarda tedavi güçtür ve bu populasyon için önerilen standart bir rejim yoktur. Bu gruptaki hastalarda mitomycin ve vinblastine ile tek ajan veya kombine olarak yanıt oranları % 7-35 arasında saptanmıştır. Tek ajan olarak vinorelbine, paclitaxel, gemsitabin ile yanıt oranları % 16-29 arasında değişmektedir. Bu çalışmada metastatik meme kanserli hastalarda docetaxel kemoterapisine tedavi cevabını ve sağkalımı etkileyen faktörler ve bu faktörler arasındaki ilişkilerin araştırılması amaçlanmıştır. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı tarafından takip edilen 20 hasta çalışmaya alınmıştır. Hastaların dosyaları retrospektif olarak taranarak yaşları, Karnofsky performans skorları, histopatolojik tanıları, histolojik grade leri, meme cerrahisi uygulanıp uygulanmadığı, menapoz durumu, viseral organ metastazı (akciğer, karaciğer, beyin) olup olmadığı, docetaxel öncesi alınan tedavi çeşitleri bulunmuştur. Nüks tarihleri, docetaxel başlama tarihi, docetaxele yanıt durumu, varsa hastaların docetaxel sonrası progresyon tarihi, hastaların son kontrol tarihi, ölmüşler ise ölüm tarihi kaydedilmiştir. Docetaxel kemoterapisi uygulanan hastaların patolojik preparatlarına immünhistokimyasal yöntem ile P-glikoprotein, glutatyon S transferaz, multidrug rezistans protein 1-3, c-Erb-B2, östrojen reseptörü, progesteron reseptör boyamaları yapılmıştır. Docetaxel kemoterapisine tam yanıt gözlenmez iken kısmi yanıt oranı % 35 bulundu. Docetaxel cevabı ile yaş, Karnofsky performans skoru, histolojik grade, P-gp, GST, MRP-1, MRP-3, c- Erb-B2 , ER, PR ekspresyonları, aldığı kemoterapi çeşidi arasında anlamlı ilişki saptamadık. Progresyona kadar geçen süre tüm olgular dikkate alındığında medyan 218 gün ( 7 ay) olarak bulundu. Yine değerlendirilen parametrelerden Karnofsky performans skoru, histolojik grade, GST, MRP-1, MRP-3, c-Erb-B2, ER, PR ekspresyonu ile PFS arasında anlamlı ilişki saptayamadık. Fakat yaşlı hastalarda ve P-gp ekspresyonu düşük olan hastalarda progresyonsuz sağkalımın uzun olduğu gözlemlendi. Docetaxel, metastatik meme kanserli hastaların tedavisinde önem taşıyan bir ajandır. Çalışmamız yaşlı hastalarda ve P-gp ekspresyonu düşük olan hastalarda docetaxelin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Bu hasta populasyonunda docetaxel alternatif bir ajan olarak düşünülmelidir. |
en_US |